Rüyanın sık sık görünmesi motivasyon ve hiperaktivitenin etkisinden kaynaklı beyin fırtınaları dır. Beyin düşünsel yoğunluğundan kaynaklı gelgitlerin yaşamanın uyku zamanında uygulanmasıdır. Etkinin tepkiye karşı mücadelesinin sonucu olarak görülebilir. Bazen de sanal dünyasının yansıması şeklinde düşünebiliriz.
Örneğin; sanal âlemde olumlu ya da olumsuz olarak yönlendirdiği karakterlerin kişiliği etki etmesidir. Aynı zamanda kişilerin kendilerine karakter olarak uygun gördükleri uygulamaya başlamaları sonucunda oluşturdukları davranışlardır. Bu davranışlar sonucunda şuur altımızda oluşan temel işlevlerinden birisidir. Diğer bir ifadeyle; şuuraltımızın uyanık olduğu durumunda çözemediği bazı yaşamsal sorunlar üzerinde aralıksız çalışmasına izin vermektir.
Bu tür zaman olmasa, bizlerde ağır zihinsel gerilimler ortaya çıkar. Herhangi bir işte, olay ve olgularda zor bir zaman yaşandıktan sonra, daha fazla uykuya ihtiyaç duyabiliriz. Bir anlamda uyku zamanlarımızın sorunlarından kaçmaktan çok, şuuraltımızın o sorunu çözme zamanıdır da diyebiliriz. Dolayısıyla her zaman için rahat bir uykuya ihtiyaç duyulur. Daha fazla zihinde olmak kendi işlerimizle düzenli ve rahat başa çıkmak, sağlığımız açısından da önemlidir.
Freud: “Rüya bilinçaltımıza giden ana yoldur. En önemli bilinçaltı tecrübesi rüyalar olmaktadır. Rüya rahatsız edici şeylere bir tepkidir”.
Rüyaların büyük bir kısmı kişisel bilinç dışı kaynaklı daha çok bireylerin özel yaşantısı ile alakalı rüyalar çoğunluktadır. Genel olarak anlam taşımayan rüyalar ise etnik olarak atalardan miras kalmıştır. Anlamlandırmaya çalışılan rüyalar da bireyin işlevsel olarak yürüttüğü olgulardan kaynaklı olup rüyaların vermek istedikleri mesajları anlamaya çalışılan rüyalardır. Jung’a göre rüyalar “arzu ve isteklerin yanında korkuları, gerçekleri, felsefi ifadeleri, illüzyonları, vahşi fantezileri, hatıraları, geleceğe dönük planları, irrasyonel tecrübeleri, telepatik vizyonları, kehanetleri ve ilahi mesajları içerebilir.” Kendi ifadelerinden de anlaşılacağı üzere Jung rüyalara oldukça geniş bir perspektiften bakar. Ona göre rüyalar insanın olumlu olumsuz yanlarını, geçmiş tecrübelerini, şimdiki tutumlarını, gelecekteki beklentilerini, kişisel ve kolektif bilinçdışını yansıtırlar. Jung’a göre rüyanın en önemli fonksiyonlarından birisi dengeleyici olmasıdır.
Jung rüyanın dini bir yönü olduğunu savunur. Kutsal kitaplarda geçen Yusuf peygamber kıssasını büyük rüyalar olarak adlandırdığı rüya türünden birisi olarak gösterir. Jung rüyaların nevrozları yansıttığını ileri sürer. Hasta ve terapistin ortak çalışmaları sayesinde nevrozların nedenlerinin ortaya çıkarılabileceğini savunur. Bu yöntemi hastalarında kullanmış olan Jung’a göre terapinin sağlıklı yapılabilmesi için belirli kurallara bağlı kalınması gerekir. Rüya analizinde yalnızca bastırılmış arzular üzerinde durulmasını yetersiz bulur, rüya analizinde serbest çağrışım yönteminin zararlı olduğuna inanır.
Aynı zamanda rüyalar sosyal yaşamın işlevselliğinin bir sonucudur. Çünkü sosyal yaşa bireylerin faal olarak gerçekleştirdikleri 24 saatini doğrudan etkileyen bir olgudur. Sosyal yaşam etkisi ve tepkisi ile beraber fizyolojik, biyolojik ve psikolojik olarak olumlu olumsuz bireylerin bütün süreçlerine etki eder. Şahısların uykularını dahil düzenleyip günlük yaşam işlevselliklerinden kaynaklı bireyleri uykularında gezintilere götürür. bu gibi gezintilerde gördüğümüz rüyalar uykunun devamını sağlayarak dinlenmelerine yardım etmektedir. Şahısların bilinçaltında var olan çoğu zamanda kendisinin bile fark etmediği düşüncelere ayna tutmaktadır. Sağlıklı Yaşam Dileğiyle…
“6 Şubat’ta yaşanılan deprem felaketinde Vefat Edenlere Allah’tan rahmet, Mekânları Cennet olsun. Hepimizin başı sağ olsun. Yaralılara Allah’tan acil şifalar diliyorum.”
SOSYOLOG MEHMET GÜVEN; Aile ve Eğitim Danışmanı
CEB: 05380513770- (326)6144603
Web:www.guvenledanis.com
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!