İnsanların ayrı varlıklar olarak düşünülmesi ve ailelerin de insanlar üzerindeki etkileri bakımından ele alınması, insanın benlik deyimiyle tutarlı bir yaklaşımdır. Başkalarının bizi etkilediğini (özellikle yükümlülük ve kısıtlama anlamında) kabul ederiz. Ancak bir ilişkiler ağının içinde bizden daha büyük bir bütünün parçası olduğumuzu görmekte zorlanırız. Ancak bir ahtapot gibi bizi sarıp sıktığında bu hale nasıl geldiğimizi düşünürüz. Bilincine vardığımızda geriye döner ardımıza bakar bizi yetiştirenleri suçlamaya onları azarlamaya başlarız. Kendi hatalarımızın kaynağını aramamız gerekirken bize emek verenlerin hatalarını ortaya çıkarmaya, ne kadar hatalı olduklarını ispatlama yoluna gideriz. Fakat başarılı anları kendimize mal eder ne kadar başarılı olduğumuzu düşünür bizi yetiştirenlerin emeklerini unutur saygısızca kendimizle gurur duyarız. Bazen de onların sözü edildiğinde “eh” der ve ne kadar çok çaba sarf ettiğimizi böbürlenerek anlatırız. Maalesef bunun zincir halkaları gibi birbirine bağlı olduğunu aklımıza gelse bile yeterince önemli görmeyiz. Hâlbuki bizi yetiştirenlerin ne kadar sağlam ve titiz davrandıklarını düşündüğümüzde kendi kuracağımız ailenin sağlam kalıcılığını aynı zamanda sağlamış oluruz. Ailenin bir sistem olduğunu, işlevleri olan parçaların oluşturduğu bir bütündür. Ailenin ayrı bireylerin toplamı olmadığını bilmektir. Küçük oğlunun suça yönelik davranışlarının konuşulduğu bir tartışmada oğlunun yaptıklarını hoş karşılayıp gülen bir baba oğlunun yaptığı suçtan memnun olduğunu ve haz aldığını gösterir.
Eşini arkadaşlarıyla zaman geçirmesini engelleyen bir adam kendi aile çatışmasını hazırlıyor demektir. Eşinin bir birey olarak buna ihtiyacı olabileceğini ve ruhsal durumuna moral olacağını bilmesi, eşiyle ilgili ilişkide daha olumlu olabileceğini düşünmesi gerekmez mi? Aksi takdirde kendi engellerini koyup eşinin iyi vakit geçirmesine izin vermeyerek huzursuzluğa zemin hazırlamaktadır. Gelişen olumsuz olaylara karşı karşımızdakini suçlar dünyaya sadece kendi açımızdan baktığımız için yaşanan karşılıklı sorunlarda suçlu bulmak daha kolaylaşır. Çünkü suçlamak doğamızda vardır. Kendi çocuğundan şikâyet eden bir baba o çocuğu kendisi yetiştirdiğini unutup çocuğun sorumluluğunu yine çocuğa yüklemektir.
Buradaki sorun her iki tarafta olabileceğini görüp sorunu ortadan kaldırmaktır. Başkalarının değişmesini beklemek piyangodan ikramiyenin çıkacağını düşünerek geleceğe yönelik plan yapmak gibidir. Tüm daireyi düşünüp yarısı bizde olabileceğini bilip diğer yarısına bakmayı sağlayacaktır.
Sağlıklı yaşam dileğiyle…
SOSYOLOG MEHMET GÜVEN; Aile ve Eğitim Danışmanı
CEB: 05380513770- (326)6144603
Web:www.guvenledanis.com
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!