Skip Navigation Links

Akil insanlarla tartışmamız, format ve tabut

Akil İnsanlar Akdeniz heyeti 21 nisan 2013 Pazar günü saat 14.00’da ilçemize konuk oldular.

Gazete Köşesi   A+a-

29.4.2013
 
MEDYATİK BAKIŞ
 
Doğan Süslü
 
İletişim:0 532 728 45 53
 
 
 
Akil insanlarla tartışmamız, format ve tabut
 
Akil İnsanlar Akdeniz heyeti 21 nisan 2013 Pazar günü saat 14.00’da ilçemize konuk oldular. Kişisel mazeretim dolayısıyla o günkü izlenimlerimi bir hafta gecikmeli yazıyorum. Evet, Akdeniz akilleriyle buluşmamız çok sıcak olmadı. Yelken Kulübü önünde minibüsten inen sinema sanatçısı Kadir İnanır bizlere “nasılsınız?” diye sorunca ben hemen “İyi değiliz Kadir bey. Bizler yerel basın temsilcileriyiz. Bizi içeri almıyorlar” şeklinde tepki gösterdim. Belki gelen misafirlere öncelikle “Hoş geldiniz” dememiz gerekirdi ama o kadar çok tepkiliydim ki bu nezaket kuralını açıkça atladım ve ihlal ettim…
 
 
 
Sakıncalı tipler miyiz?
 
Kadir İnanır topu hemen heyet başkan vekili sinema sanatçısı Lale Mansur ve diğer heyet üyelerine attı. Bir heyet üyesi “Formatımız böyle. Toplantılarımızı sadece sivil toplum örgütü temsilcileriyle yapıyoruz” dedi. Anında itiraz ettim “Ne demek efendim format böyle? Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil miyiz? Sakıncalı tipler miyiz? İçeride bir sürü emniyet mensubu var, şu var bu var. Biz ne konuşuyorsunuz, ne anlatıyorsunuz dinlemek istiyoruz” şeklinde konuştum. Diğer gazeteciler de destek verince, heyet bizi içeri almaya razı oldu ama bu kez de kraldan fazla kralcı tipler biz gazetecileri engellemeye kalktılar. Onları dinlemeyip, girdik içeri…
 
 
 
Hülle yapan gazeteciler
 
Akil insanlarımız içeride kısa birer selamlama konuşması yaptılar. 15-20 dakikalık selamlama konuşmalarının ardından yeniden biz medya mensupları dışarı davet edildik. Aslında toplantının gazetecilere kapalı olduğu yönündeki iddia, fizikken işlemedi. İçeride değişik sivil toplum örgütlerini temsilen, bir nevi hülle yoluyla toplantıyı izleyen pek çok meslektaşımız vardı. Bu isimleri saymam gerekirse, Ayşe Figen Arlı, Veysel Cıncık, Erdal Yılmaz, Şenay Toraman Yılmaz, Nesrin Rihani, Salih Bayer, Yaşar Bilgin, Şehmus Aslan ve diğer birkaç isim saymak mümkündü. Sakın yanlış anlaşılmasın. Bu meslektaşlarımı suçlamıyorum. Onlar gazetecilere kapalı tutulan toplantı engelini aşmak için bu yolu izlediler ve bence yasaklamayı delerek görevlerini yaptılar…
 
 
 
Eşkıya dünyaya hakim olmamalı!
 
İçeride kaldığım süre içinde en çarpıcı konuşma bir akilin “Tam 86 gündür, yurdun hiçbir yerine şehit tabutu gelmiyor. Bunun kıymetini bilelim” şeklindeki konuşmasıydı. Elbet tabutsuz, çatışmasız ve huzurlu günler güzel. Güzel ama eşkıyanın Türkiye’ye ve dünyaya hakim olmaması adına da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin prestij ve devlet olma vasfı korunmalıdır. Kır kahvesi konumundaki Kandil çadırlarından devletimize şart üstüne şart koşulmamalı, bölücü hainlerin küstahlığı ve cüreti arttırılmamalıdır…
 
 
 
Barış süreci havada kalmıştır
 
İmralı’daki bölücü başının, bebek katilinin bir halk kahramanıymış gibi lanse edilmesinden ve ona taviz üstüne taviz verilmesinden vazgeçilmelidir. Nitekim Barış Süreci dağ fare doğurdu misali havada kalmıştır. Bugün silahlarıyla birlikte 8 mayıs ’da geri çekileceğini açıklayan bölücü örgüt, Kandil’de beklemeye, dinlenmeye, palazlanmaya ve Amerikan’ın Suriye oyunu gereği Suriye lideri Esad’a karşı savaşacak, yeni anayasa yapılmaz, Kürtlere bazı ayrıcalıklar, özgürlükler en önemlisi de bebek katiline yakın gelecekte özgürlük verilmez ise bölücü hainler çarşı yolu yaptıkları Kandil’den tekrardan Türkiye’ye silahlarıyla birlikte geri geleceklerdir. Ardından da eylemsizlik bitecek ve yine kanlı eylemler, hain pusular, kalleşlikler diz boyu sürecek ve eskisinden daha fazla kan dökülecektir…
 
 
 
Gaziler protez bacaklarını fırlatıyorsa!...
 
Özetle, iktidarın iddia ettiği üzere tam Barış gelmemiş, geçici bir ateşkes sağlanmıştır. Elin haini durduk yere silahını susturmaz, mevziisini terk etmez. Mutlaka ciddi kazanımlar ve elde ettiği kimi avantajlar karşılığı bu işe razı olmuştur. Bugün akil toplantılarında gazilerimiz protez bacaklarını kendileriyle aynı fikirde olmayanlara protez bacaklarını fırlatacak kadar tepkiliyse, hükümet bu tepkiyi çok iyi hesap etmeli, protez kol ve bacaklarla birlikte seçim sandıkları başına geçmeden. Barış Süreci ni şeffaf ve halka izah edilebilir hale getirmelidir. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Er geç gerçekler ortaya çıkacaktır. Hükümet, ateşle oynamak, bölücü örgütü ve Türk Milletini oyalamak yerine, gerçek ve kalıcı barışın tesisi için hinlik ve cinlikten uzak bir anlayışa bürünmelidir.
 
 
 
Hükümetten iki soru
 
Bu arada akillerimizin biz gazetecilere kapalı toplantıda aslında iktidara ait olan iki soru sorduklarını öğrendim. Sorular şöyleydi;
 
1.SORU Süreç hakkında düşünce ve önerileriniz
 
*Hükümetin başlattığı süreç hakkında ne düşünüyorsunuz?
 
*Varsa, sürecin eksikleri nelerdir?
 
*Süreç dışında önerileriniz nelerdir?
 
2.SORU
 
Süreç başarıyla tamamlandığında nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?
 
a)Ekonomi b)Eğitim c) Demokrasi d)Birlikte yaşama e) Küresel güç olma
 
 
 
Halkı yönlendirmeyi esas alan bu sorular mutlaka yanıtlanmıştır. Ancak eminim İskenderun, Hatay ve Türkiye ortalamasında kesin olarak süreçle ilgili çekinceler ,endişeler ve şüpheler vardır. Son olarak akillerle tartışmamızın görüntülerini içeren linki vermek isterim. Bu görüntüleri izlemek isteyen okurlarımız internet üzerinden;
 
 
tıklayıp, tartışma görüntülerine ulaşabilirler…
 
 
 
Tüm okurlarıma sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum… Sevgiyle kalın…
 
 

Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
yazar'ın diğer yazıları
makale kategorileri
 
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet