Skip Navigation Links

Ders alınacak yaşanmış bir ticari iflas

Ekonomik anlamda ne kadar iyi konumda olursanız olun, ters giderse işiniz, muhallebi yerken kırılır dişiniz.

Gazete Köşesi   A+a-

18.10.2012
MEDYATİK BAKIŞ
Doğan Süslü
İletişim:0 532 728 45 53
Ders alınacak yaşanmış bir ticari iflas
Ekonomik anlamda ne kadar iyi konumda olursanız olun, ters giderse işiniz, muhallebi yerken kırılır dişiniz. Bugün dünya ekonomi devlerinin battığı çok kaygan bir ticari zemin var. Banka kredilerine dayalı sanayi ve ticari yatırımlar her daim yatırımcı için ciddi riskler oluşturuyor. Bugün köşemde ibret alınması gereken bir ticari öykü var. Dünün trilyoneri bugün kesintili emekli maaşıyla yaşamını idame ettirmeye çalışıyor. İflas eden iş adamının yada sanayicinin her bir cümlesinden kıssadan hisse çıkarmak ve mutlak surette ibret almak gerek. Hürriyet Gazetesi ekonomi muhabiri Dinçer Gökçe’nin haberine göre HES Kimya 2009 yılı başında iflas kararı vermiş.
Toplam borç 100 milyon lira dolayında
Ekonomi Muhabiri Dinçer Gökçe haberinde HES Kimya’nın durumunu şöyle özetlemiş “1992’de temeli atılan HES Kimya, Kayseri’nin üç büyük fabrikası konumundaydı. Şirket 1990’ların sonunda Türkiye'nin en büyük ilk 500 şirketi arasına girdi. 2001 krizi öncesi banka kredisi ile yapılan yatırım ve sonrasında yaşanan devalüasyon HES Kimya için de sonun başlangıcı oldu. Uzun bir süre ayakta tutulmaya çalışılan HES Kimya hakkında 2009 yılı başında iflas kararı verildi. İflas İdaresi alacaklı listesini oluşturdu; fabrikayı icradan satışa çıkardı. 36.750 metrekare alan üzerine kurulu fabrika için 25 milyon lira muhammen bedel belirlendi. HES Kimya için oluşturulan iflas idaresi yetkililerinden alınan bilgilere göre toplam alacak miktarı 100 milyon lira dolayında.”
İşadamı Özbek “Borcumuz iki katına çıktı”
HES Kimya’nın sahiplerinden 76 yaşındaki Hasan Hüseyin Özbek iflasa giden süreci gazeteci Gökçe’ye şöyle ifade etmiş “2001 krizi öncesi çocuk bezi yatırımına girdik. Bu yatırımdan kısa bir süre sonra devalüasyon oldu. 12 trilyon (12 milyon lira) olan borcumuz iki katına çıktı. Sonrasında bir türlü durumu toparlayamadık. Şirketlerimizin iflasına karar verildi.”
Elime ayda 430 TL geçiyor
Hasan Hüseyin Özbek sözlerinin devamında ise şöyle diyor; “Bankalar bize o dönem hiç yardımcı olmadı. Tüm şirketlerimiz battığı gibi sahip olduğum 14 daire de satıldı. Hepsi borçlara gitti. Şuan oturduğum ev dahi satılmış durumda. Aldığım BAĞ-KUR parasından bile kesinti yapıyorlar. Elime ayda 430 lira geçiyor. 32 trilyon batırdım ama hala da borç ödüyoruz İyi olduğumuz zamanda yanımızda 1.700 kişi çalışıyordu.”
Yerin yedi kat üstü!...
Gün görmüş, ekonomik zirveye ve doyuma ulaşmış sanayici Özbek’in son cümleleri ise gerçekten çok düşündürücü. Bakın Hasan Hüseyin Özbek sözlerini nasıl tamamlıyor “Biz bir dönem yerin yedi kat üzerine çıktık şimdi yedi kat yerin dibindeyim. Bu yaşadığımız durumun da bir imtihan olduğunu düşünüyorum. Bizde içki yok kumar yok… Çömlekte pişirip kapağında yiyen insanlardık. Mütevazı bir hayatımız oldu hep. Bundan 10-15 yıl önceye kadar Kayseri'deki her türlü hayır işinde adı ilk 10 kişi arasında yer alan kişiydim. Bugün ise bu durumdayız ”
Düşünsünler…
Evet, işte gerçek bir yaşam öyküsü, gerçek bir ekonomik çöküş. Bugün ülke genelinde üç beş kuruş parası olan, birkaç yatırımı olan kimi kimlikler “Dünyayı biz yarattık” edasıyla dolaşıyorlar. Mevcut birikimlerinin ya da servetlerinin sonsuza kadar garantili bir şekilde ellerinde kalacağını hesaplıyorlar. Onlar evdeki hesaplar. Bence çarşıya uymaz. Allah’ın izni ve oluru olmadan gerçekleşmez. Bu nedenle şu üç günlük dünyada parası, hanı, katı ve yatı olanlar mutlaka tepe taklak düşüşü ve yerin yedi kat üstünden sonra yerin yedi kat dibini düşünsünler. Kimse “bana, bize ekonomik manada bir şey olmaz” demesin… Herkes temkinli ve yine herkes her türlü olumsuzluğu düşünüp, şımarmadan şükrederek ekmeğini kazanmanın mücadelesinde olmalıdır. Düşmez kalkmaz olan sadece Yüce Tanrıdır…
 
 

Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!

Etiketler // ,

Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Toplam (1) adet yorum var.
Hakan Tanlı 18 Ekim 2012 Perşembe
İlginç bir ticari iflas. Hiç bir zaman ne oldum değil ne olacağım denmeli. Devasa şirketler, holdingler bile gün gelir ticari ringe havlu atabilirler. Ticaret inişli çıkıilı uzun soluklu bir maratondur. Biraz para kazanmakla zengin olunmaz, biraz para kaybetmekle yoksulluğa düşülmez. Dozunda ticaret dozunda harcama ve yaşantı en ideal olanıdır. Şımarklık ve müsfiflik insanı felakete sürükler.
yazar'ın diğer yazıları
makale kategorileri
 
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet