Uzun süredir bu soruyu kendime sormadan edemiyorum. Eminim ki çoğunuzda aynı soruyu kendinize sormuşsunuzdur.
Günümüzde insanlığın geldiği noktayı tüm dünya bir film izler gibi umursamaz bir şekilde seyrediyor ve bu gidişata hep birlikte ortak oluyoruz.
Bazı hayvanlar yapısal karakterleri gereği " vahşi " olarak adlandırılır. Zira bu canlılar, doğuştan gelen davranışları gereği refleksleriyle ve iç güdüleriyle hareket ederler. Doğanın acımasız şartlarında tek amaçları karınlarını doyurmaktır.Keyfi, ya da o veya bu sebeple vahşi olmuyorlar. Ki,her canlının doğada bir denge unsuru olduğunu unutmamak gerekir Belki de düşünme yetenekleri olsaydı bu kadar acımasız olmayacaklardı.
Öyle ki, eğitilen hayvanların davranışlarına baktığımızda bırakın saldırgan olmalarını aksine insanların en yakın dostları olmakta ve itaatkar davranmaktalar.
Peki; Düşünme yeteneği olan, eğitilen,öğretilen,izleme ve kavrama yeteneği olan " en mükemmel canlı " olarak değerlendirilen insan oğlunun doğaya, canlı cansız varlıklara karşı davranışlarına ,vahşetine ne demeli ?
Dünyayı yaşanmaz hale getiren insan oğlu , yetmezmiş gibi sözde ve anlamsız sebeplerle vahşice büyük, küçük demeden insan ve doğa katliamları yapıyor, dehşet saçıyorlar. İnsanlık yıllar ilerledikçe cinnet geçiriyor, canileşiyor. " Vahşi " dediğimiz hayvanlar, insanların yanında masum kalıyor..
Bu konuyu kaleme almayı düşündüğümde aklıma 2008 yılında yazdığım bir şiirim aklıma geldi.. Bunu siz "8.Gün Haber" takipçileriyle izninizle paylaşmak isterim. Anlatmak istediğimi üzücü ve sitem içeren (acemi bir şairin) mısralarında bulacağınızı sanıyorum.
SEN GERÇEKTEN İNSAN'MISIN ?
Evrenin en mükemmel yaratığı, sen insan
Konuşan,aklı olan tek canlısın inanırsan
Doğadaki tüm güzellikleri sana sunmuştur Yüce yaradan
Farkında'mısın, haberin var mı bundan ?
Sen gerçekten insan'mısın ?
Hava da özgürce uçan, tatlı nağmeleriyle tabiatı coşturan
Gök kuşağı renkli kuşların hayatına son veren insan
Renk çümbüşü ile desen desen doğayı süsleyen
Misk-i amber kokularıyla, yorgun dünyaya soluk veren
Gelin güzelliğindeki çiçeklerin rengini solduran insan,
Sen gerçekten insan'mısın ?
Uçsuz bucaksız yararlanırsın bitmez tükenmez suyundan
Gözlerini alamazsın ara sıra çıkan heybetli dalgalarından
Bin bir çeşit balıklarından, beyaz martılarından
Nimet dolu masmavi deryalarına nankörlük eden insan,
Sen gerçekten insan'mısın ?
Sevgi, hoş görü , barış içerisinde yaşamak varken
Kin, nefret, düşmanlıkla beslenen insan
Canı veren yaradan, can alan , kan döken
Nice canlar yakıp, gözü yaşlı bebeler bırakan insan,
Sen gerçekten insan'mısın ?
Bak ! Bir bebek daha doğuyor bihaber dünyadan
Masum,korumasız sevgi-şefkat bekliyor insanlardan
Bilmiyor ki o da nasibini alacak bıraktığın kötü mirastan
Bilseydi hiç uyanırmıydı o saf,masum rüyasından ?
Biz gerçekten insan'mıyız ?
Hiç birimiz masum değiliz...
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!