Hep eskiyi özledik ya, öncesi daha güzeldi …
Biz mi kötüye gidiyorduk, yoksa gerçekten eskiler mi daha güzeldi ?
Yıkıldığımız günlerin ilk dönemi tam bir felaket, bilim kurgu korku filmlerinde dahi görmediğimiz acıları barındırdı, biriktirdi, kayıplar, kalanlar, eksik kalanlar …
Hep bir yanımız eksik kalacak da,
Ders çıkaranların sayısı o kadar az ki !
Hala servet ve daha fazla para hırsı …
Kibir abidesine dönüşmüş, hiç ders çıkarmamış, 1 dakika 50 saniyelik felaket ve sonrasını unutmuş gibi…
Yazık ki ne yazık !
Kimseye bir bardak su, bir lokma ekmek vermemiş, vermeye de niyeti yok !
Ve hatta ortadan kaybolmuş, telefonunu kapatmış, kimsenin ulaşmasına tahammülü kalmamış …
Bir elinde viski bardağı, diğer elinde purosu, tapularını, banka hesaplarını, depremden elde edebileceği ganimetin derdine düşmüş !
Aldığı yeni telefon hattıyla ganimet arayışı başarılı olmuş !
Doymuyordu, aç gözlüydü, kimseye bir bardak su vermiyordu ve de vermeyecekti …
Allah, hayır işleri yapmayı nasip etmemişti !
Ve gittiği doktor muayenesinde kanser olduğunu öğrendi, yine umurunda değildi ve en iyi hastanelere, en iyi doktorlara yetecek parası olduğunu düşündü !
Halbuki ardından hayır duası edecek 2 kişi bırakmadığını hiç düşünmemişti …
O kadar açtı ki, kanser tedavisi sırasında bile düşmüşün, garibanın malına çökmeyi mutluluk olarak görüyordu !
Etrafında kimsesi yoktu, 3-5 yalakası dışında !...
Ve durumu ağırlaştı, artık yemek yiyemiyor, su içmek bile eziyet haline geliyordu !
Aklında kumar masasındaki neşesi, etrafında dönen kadınlar vardı…
Bir kendine gelse yine ruletin başına geçecek, kendine bir çok kadın ısmarlayacak ve milyonlarını dökecekti !
Sahip olduğu servet şifa getirmemiş, zehir zıkkım olmuştu …
Bir çok yakın akrabası, haberdar oldukları halde arayıp sormamışlardı !
Hepsi haklıydı …
Kimsenin telefonuna bakmıyor, vicdansız, merhametsiz bir kibir abidesi olarak firavuna dönüşmüştü !
Ve hastane odalarında yalnızlığa gömülmüş, karşısında açık televizyonda dönen programları izleyecek takati bile yoktu !
Sonra ne mi oldu ?
Kimse bilmiyor, belki de onca servetle kimsesizler mezarlığına gömülmüştü !
Hastane bir çok yakınını aradığı halde kimse sahip çıkmamıştı …
Hepsi haklıydı …
Rahmet okuyanı bile olmamış, taputunu hastanenin görevli personel taşımıştı…
Böyle biri olmayı seçmeden önce iyi düşünün…
Sadece 1 dakika 50 saniyenin sonuçlarını hatırlayın !
Ve deyin ki kendinize;
Mal da yalan, mülk de yalan…
Gel de sen biraz oyalan !...
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!