Skip Navigation Links
Enerjisa-Toroslar

Habitat'ı Bozan Sonucuna Katlanır

Yeni Nesil Biyolojik Savaşlar

Recep EKİNCİ

Gazete Köşesi   A+a-

 Patojen mikroorganizmalar biyolojik olarak üretilen biyo-aktif maddeler; insan, hayvan ve bitkilerde ölüm ve hasar meydana getirmek amacıyla, günümüzde biyolojik savaş kapsamında kullanılmaya başlanmıştır.
 
Yeni nesil biyolojik savaş ajanları üç gruba ayrılmıştır.
İnsanları hasta etmeden doğrudan öldüren bakteri ve virüsler.
İnsanlarla yakın ilişki de bulunan evcil ve yabani hayvanları etkileyen virüs ve bakterilerin, insanlara geçmesini sağlayanlar.
Ziraat ürünleri etkileyen böcekler (beyaz sineklerin pamuklara verdiği zarar) bitkiler ve bakterilerin insan ve hayvan sağlığına zarar verenler.
Biyolojik ajanlar, kimyasal ajanlardan daha fazla öldürücü olma potansiyeline sahiptirler. Çünkü tabiatta bulunanlar kolaylıkla temin edilebilme ve üretile bilme özellikleri vardır.
Corona, şarbon, brusella, veba, çiçek, stafilokoksik enterotoksin vb. hastalık, mikrop, virüs, bakteri ve tohumlar çeşitli araçlar, hayvanlar ve insanlar vağıstası ile; (araç olarak kullanılarak) yayılırlar.
 
BİYOLOJİK SAVAŞ AJANI KULLANILDIĞI NASIL (ANLAŞILIR) BELİRTİ VERİR
Bitki ve hayvanlarda alışılmışın dışında belirliler, anormal renk değişiklikleri olması,
Hayvanlarda ani ve aşırı sayıda ölüm görülmesi,
Çevrede normalde o bölgede görülmeyen mantarların ve böceklerin ortaya çıkması,
İnsanlarda hızlı artan ateş, öksürük ve nefes darlığı (corona hastalığı gibi) durumların görülmesi.
Yaşa, coğrafyaya, mevsimlere uygun olmayan bir hastalığın ortaya çıması.
 
BİYOLOJİK SAVAŞ AJANLARINA KARŞI ALINMASI GEREKEN ÖNEMLER;
Biyolojik ajanların etkisini azaltmak ve yok edebilmek için ilk tedbir; hastalığın bulaşma (yayılma) şartlarının belirlenmesi ve ona uygun tedbirle alınması.
Sağlık çalışanlarının kısa sürede eğitilip koordine edilmesi özellikle sağlık çalışanlarına hastalığın bulaşmasını önleyici ekipmanlar verilmesi. Sağlık çalışanları sağlıklı kalmalı ki; sağlıksız olan insanlara yardım yapabilsinler.
Nasıl ki; mekanik silaha dayalı savaşlar da, ASKER VE KOMANDOLAR savaşı kazanırken. Biyolojik savaşları ise SAĞLIK ÇALIŞANLARI kazanır.
 
HAVA KİRLİLİĞİ – SAVAŞLAR VE CORONA VİRÜSÜNÜN OLUŞUMU…
Başta ABD olmak üzere; Rusya, Çin, Kuzey Kore gibi bir çok ülke Nükleer bomba denemeleri yapıyorlar, aynı ülkeler gelişmemiş ülkelerin yeraltı zenginliklerini gasp edebilmek için o ülke vatandaşlarını birbirleri ile vekalet (terörisler) savaşları yaptırıyorlar, şuursuzca üretim yapabilmek için doğayı katlediyorlar (hava kirliliği, orman ve akarsuların yok edilmesi vb.) popilason ekolojisini bozuyorlar.
Nükleer bombalar ve diğer bombalar kitlesel yıkımlara yolaçmakta, doğada yaşayan doğal canlıların doğasını bozmakta, bizlerin görmediği biyolojik bozulmalara maruz kalmaktalar. Bitkilerde bu olumsuz gelişmelerden nasibini almaktadır.
İnsanların besin zincirinde bulunan hayvanlar ve bitkiler bozuluma uğradıklarından, insanlarda doğal bozulma maruz kalmaktadır. HABİTAT dengesi bozulmaktadır. Kontrolsüzce denenen ve kullanılan her çeşit patlayıcılar (bomba vb.) patladığında, başta insanlar olmak üzere tüm canlılar radyasyona maruz kalırlar, elektromanyetik dalgalar canlılarda bozuluma neden olurken (havadaki oksijen yapısını bozar) ozon tabakasının incelmesi veya delinmesine neden olur.
 
 
 
CORONA VİRÜSÜNÜ KİMİN YAYDIĞI DEĞİL (HANGİ ÜLKE)
OZON TABAKASINI DELEN,
DOĞADAKİ OKSİJEN YAPISINI BOZAN,
CANLILARIN (İNSAN VE HAYVAN) BİYOLOJİK YAPISINI BOZAN,
AYNI ÜLKE İNSANLARINI VEKALET SAVAŞLARI İLE BİRBİRİNE KATLETTİREN
BU OLUŞUMLARIN İÇİNDE ARAMAK GEREKMEZ Mİ?
CORONA VİRÜSÜ İLK DEĞİL, SONDA (DEĞİLDİR) OLMAYACAKTIR…
ÇÜNKÜ bahsettiğim bu dört neden daha önceleri yaşanmıştı, daha sonraki yıllarda da tekrar oluşacaktır.
POPÜLASYON EKOLOJİSİ VE (insan dahil, tüm hayvanlar ve bitkiler topluluğu) HABİTAT DENGESİNİ BOZANLAR, SONUÇLARINA (İNSANLAR) KATLANIR.
 
 
BİLİMSEL ARAŞTIRMA SONUÇLARI
 
SURFAKTAN
Surfaktan solunum yolundaki (akciğer) yüzey gerilimi düzenleyen bir lipid protein kompleksidir.
Akciğer gelişiminde ve solunum işlevinin sağlanmasında ana rol oynayan yapıların başında gelir.
Surfaktan sayesinde akciğer alveol yüzeyinde hava-sıvı teması en uygun biçimde sağlanır.
Akciğer iç yüzeyini saran ALVEOL hücreler (tip-2) surfaktan salgılarlar. Bebeklik çağının ilk günlerinden itibaren alveol hücreler çoğalırlar. Surfaktan salınımıda aynı oranda artar. Yaşlandıkça (60 yaş üzeri) veya akciğer hastalıkları meydana geldikçe (zatüre, astım, bronşit ve KOAH) alveol hücrelerindeki, mikokondiriler zafiyete uğrayarak, surfaktan salınımı azalmaya (yetersiz olmaya) başlar.
Surfaktanın temel işlevi alveol’un yüzey gerilimini azaltarak, en uygun gaz alışverişi için dengede tutmaktadır.
 
SURFAKTAN’IN YAPISI;
Lipit: % 80-90
Protein; %10-12
Katbonhidrat; %2
 
ANA MADDELERİ;
Dipalmitilfosfotilkolin (lesitin)
SPA, B, C ve kolesteroldür.
Alveol yüzeyini oluşturan tip-1 hücreler, alveol yüzeyinin %96’sını kaplar ve işlevleri; gaz alışverişidir. Alveol yüzeyindeki tip-2 hücreleri ise surfaktan maddesi üretirler.
Sıvı gaz tabakası meydana getirirler. Tip-2 hücreler yuvarlak yağ hücrelerdir. Bunlar o2 mofiliklameller içerirler. Bunlar intraselüler surfaktan depolarıdır. Bunlar yaşa göre artar ve yaşlandıkça azalırlar.
Tip-2 hücreler mitokondriyonlar içerirler, tip-2 hücreler ürettikleri surfaktanları miyelinformatında alveolların boşluklarına bırakırlar.
Tip-2 hücreler mitoz bölünme şeklinde çoğalırlar.
Tip-2 hücreler alveol yararlanmaları ve zafiyetlerinde alveol epiteli tamir. (tedavi) ederler.
Tip-2 hücreler, makrofajlar, lenfositler, fibroblastlar ve çoğunluğu saptal hücrelerden oluşturlar.
Bu hücreler akciğer bağ dokusunun oluşumunu, onarımını ve sağlıklı işlevini koordine ederler.
Surfaktanın yapısında fonksiyonel apoproteinler olan surfaktan protein; A, B, C, D de yer almaktadır.
Bunlardan surfaktan protein A ve surfaktan protein D insan surfaktanında yer aldığı halde, doğal surfaktan preparetlarında bulunmamaktadır.
Surfaktanın alveol yüzeyine yapışmasını ve yayılmasını sağlayan surfaktan protein B ve C ise, ticari preparatlarda bulunmaktadır.
Surfaktan akciğerdeki alveollerin yüzeyindeki gerilimleri azaltarak, onların kollabe olmalarını azaltarak nefes alma/vermeyi kolaylaştırır.
Alveollerde tip-2 hücreler tarafından sentezlenen, ana bileşeni dipal mitoilfosfotidilkolin olan yüzey gerilimini azaltan şey; insülin salgısını azaltırken, tiroid hormonları ve kortizol sentezini arttırır. Yapısındaki fosfotidilkolin lesitin olarak da bilinir.
Surfaktan alveol yüzeyinde parçalandıktan sonra fosfolipidler reuptake uğrayarak tekrar surfaktan yapılır.
Surfaktan hidrofilik bir baş ve hidrofobik bir kuyruktan oluşurlar. Surfaktan molekülerleri hava ile suyun birleştiği yerde yoğunlaşır. Suyun içinde molekülleri hidrofobik kuyruk kısımları hava kabarcığının etrafını sararlar. Suyun dışında ise bunun aksi olur. Saf suyun yüzey gerilimi yüksek olduğu için su içerisindeki hava kabarcığı yüzeye gelince hemen patlar.
Surfaktan maddesi ise yüzey gerilimini düşürdükleri için oluşan hava kabarcıkları yüzeye çıktığında uzun süre patlamadan kalır.
Surfaktan maddelerinin bu özelliğinden faydalanarak deterjan, sabun gibi temizlik malzemeleri üretilmektedir.
Surfaktan preparatları; doğal ve sentetik olmak üzere iki gruba ayrılır.
Doğal olanlar; Domuz ve sığır akciğer ekstrelerinden elde edilir.
Solunum yetmezliği hastalarda doğal surfaktan preparatları kullanılır.
Surfaktan eksikliğinin doğal sonucu RDS hastalığıdır. Bu hastalık prematüre bebeklerde yaşanan belirgin solunum sıkıntısı rektraksiyon ve hipoksemi sıkıntısı RDS solunum yetmezliği hastalığıdır.
RESPİRETUAR DİSTRES SENDROMU sıkıntılı solunum sendromu, surfaktan eksikliğinin doğal sonucu olarak gelişen akciğer yetmezliği, genellikle erken doğan bebeklerde (prematürel) hastalık ve ölümün temel nedenidir. Bebeklerin ve yaşlıların (65 üzeri) hayata tutunabilmesi, yaşamını sürdürebilmesi için; surfaktan yetmezliğini gidermek için surfaktan takviyesi uygulanır.
Surfaktan olmasaydı, yeni doğan bebeklerde akciğer maturasyonu olgunlaşmamış olduğundan alveollari hava ile doldurmak çok zor olacağından havasız (oksijensiz) kalacak, akciğerleri sönecektir.
Surfaktan, tip-2 hücreleri tarafından üretilen fosfolipitler bakımından.
 
 
FOSFADİLKOLİN- LESİTİN
Lesitin hücre zarının yapısında bulunan en verimli FOSFOLİPİDLER’DEN bir tanesidir. Vücudumuz yediğimiz yiyeceklerdeki fosfadilkolini yıkayarak KOLİN’E ve bazı fosfatlara dönüştürür. Daha sonrada LESİTİN’e çevirerek kendini hücrelerde kullandırır.
Hayvansal gıdalarda yoğun kolin bulunur. Yumurta sarısında, soya fasulyesinde, barbunyada, yer fıstığında, brokolide ve lahanada yoğun kolin bulunur.
Dana, koyun be keçi AKCİĞERİNDE yoğun alveol tip-2 surfaktan bulunur.
Zengin jel niteliğinde bir salgıdır. Tip-2 hücreler, tip-1 hücrelere dönüşme potansiyeli olan hücreler
Surfaktan yüzey gerilimini azaltmayı yapısındaki fosfolipidlerin özellikleri sayesinde gerçekleştirirler.
Surfaktan hidrofilik bir baş ve hidrofobilik bir kuyruğu bulunur. Surfaktan molekülünün hidrofobil (kuyruk) kısmı kumaş ve deri üzerindeki yağ tarafından çekilir ve yağın etrafı hidrofilik (baş) kısım ile kaplanır. Böylece yağ molekülü yüzeyde yuvarlanarak deri ve kumaş üzerinden atılır.
Denizlerde meydana gelen dalgalarda, deniz alglerinin yıkımını (parçacıklarını) kıyıya taşırlar ve kıyıda köpükçükler oluştururlar. Bu oluşumlar doğal surfaktanlar oluşturur.
Denizde oluşan surfaktanlar; deniz suyundaki ağır metallerin temizlenmesini, fosfor ve magnezyum gibi faydalı elementlerin deniz suyunda kalmasını sağlarlar. Surfaktanlar deniz suyunun buharlarını (zerrecikleri) havaya taşıyarak, bulutların oluşmasını sağlarlar.
Surfaktan maddeleri hidrofibik kısmı sayesinde, yüzeydeki zararlı maddeleri (konakçıkları)savarak ortamdan kopararak uzaklaştırır.
Konakçı hücre; birbirine beslenme imkanı sağlayan (bakteri ve virüsler) (çoğalmak için) organizmalar.
 
 
SURFAKTAN YAPISINDAKİ MADDELER
A puprotein A; Surfaktanın tekrar sentezinin oluşması, konak savunma mekanizmasında rol alırlar.
A puprotein B; Surfaktanın alveol yüzeyinde yayımlını ve lipid tabakasının düzgünlüğünü sağlar.
A puprotein C; Fosfolipidlerin yüzeye yapışmasını ve yayılmasını sağlar.
A puprotein D; Mikroorganizmalara yapışarak konak defansı mekanizmasında rol oynar.
 
TAVSİYEMDİR
 
CORONO (COVİD-19) = BERTARAFETMEK
Covid-19 virüsünün dış kısmını saran zarf yağ tabakasından oluşmaktadır. Covid-19 virüsü bulaşma anında “yuvarlak bir yağ tabakası” olarak bulaşır.
Surfaktan akciğerde sentezlenmesini sağlayan ALVEOL TİP-2 hücreleri de yuvarlak yağ tabakasından oluşmaktadır.
Covid-19 virüsü akciğere (ağız ve burunda çoğaldıktan sonra) girdiğinde alveol tip-2 hücreleri taklit (yuvarlak yağ tabakası olduğundan tip-2 ‘ye benzer)
Ederek alveol tip-1 hücre aralarına yerleşmektedir. Tip-2 hücreleri zaman, zaman tip-1 hücrelerine dönüştüklerinden, covid-19 virüsü de tip-2 hücreleri taklit edip, tip-1 hücreler arasında konakçık hücre olarak yerleşmektedir.
Covid-19 virüsü akciğer tip-1 hücrelere konakçı hücre üremesini tip-1 beslenmesini ve hızlı üremesini tip-1 hücrelerden sağlamakta ve tip-1 hücrelerini ele geçirerek, akciğerin (tip-2 hücrelerinin) surfaktan sentezini engellemektedir.
Covid-19 virüsü çocuklarda ve gençlerde (sağlıklı yaşlılarda) her ne kadar tip-2 hücreleri (yuvarlak yağ tabakası olarak) taklit ederek akciğer tip-1 hücreler arasına yerleşse de; çocuk ve gençlerin ALVEOL – tip-2 hücreleri daha (mitokondriyonlar) fazla olduğundan, aktiveleri daha yüksektir. Makrofajları daha fazla olduğundan, konakçı hücreleri (covid-19 virüsünü) yutarak yok (üremelerini engellerler) ederler. Tip-2 hücrelerin de daha fazla lenfosit (akyuvar) barındırdıklarından covid-19 virüsünün dumura uğramasını sağlarlar, tip-2 hücrelerde yoğun olarak fibroblastlar bulunur ve tip-2 hücreleri covid-19 virüsünün akciğerde (alveol tip-1 hücresinde) tutunup yaşamasını engellerler.
Alveol tip-2 hücreler tarafından sentezlenen ana bileşeni, fosfotidilkolin insilin salınımı azaltırken, tiroid hormonu olan (t1,t2, t3) hücreleri sentezini, kortizon sentezini arttırarak covid-19 virüsü ile mücadele edebilecek; makrofaj, lenfosit, fibroblast ve en önemlisi ise (covid-19 virüsüne karşı) virüslerle savaşacak ANTİKORLAR üretilmesini hızlandırmasıdır.
YAŞLILARDA, zatüre, astım, bronşit, KOAH, bağışıklık sistemi zayıflar, tiroid hastalarından; akciğer, yetmezliği kaçınılmazdır.
Bu hastalıklara maruz kalanlarda surfaktan sentezini yapan alveol tip-2 hücrelerde zafiyet görülür. Tip-2 hücre zafiyeti, surfaktan ve fosfotilkolin sentezlenmesi de zayıf olacaktır.
SURFAKTAN VE FOSFOTİDİLKOLKİN eksikliği olan kişilerde COVİD-19 virüs bulaştığında; en iyimser sonuç akciğerde tahribat oluşturarak hayata dönmesi, en kötü sonuç ise VEFAT etmesidir. Yaşlı demek; biyolojik resmi yaş demek değildir. Biyolojik olarak bedensel yetersizliktir. Ruh’sal olarak yetersizliktir.
Covid-19 virüsünden korunmanın en önemli tedbiri el ve ağız temizliği (hijyeni)dir.
Hijyenliği sağlamanın en önemli madde surfaktan içerikli temizlik (deterjan, sabun vb.) malzemeleri kullanmaktır.
 
 
Recep EKİNCİ
07 NİSAN 2020
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
yazar'ın diğer yazıları
makale kategorileri
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş