Yerel seçimlerden önceydi hatta..

Ankara’nın bağları…

Büklüm büklüm yolları..

Yine bir seçim dönemi ve adaylar Ankara yollarında..

Ekmemiş, paylaşmamış…

Daha kötüsü selam vermemiş selam almamış..

Burnu kaf dağında..

Hiç kimseye bir bardak çay, su ısmarlamamış..

Hep birilerinin sırtından nemalanmış..

Bir umuttur deyip de, Ankara’nın yollarını, genel merkezlerin merdivenlerini arşınlıyorlar..

Yüzlerde maskeler, samimiyet dersen, alakası yok, tanımaz bile..

Hepsi için geçerli olmayan bu tablo;

 Siyasette dün, dündür bugün ise bugün..

Sözünü hatırlatıyor..

 

Hatay’ın bir köyünü söylesem bilmez, gezmeye kalksa yolunu kaybeder.

Kardeşleriyle, akrabalarıyla  dahi iyi geçinmeyi becerememiş bu tayfanın Hatay’a ve Türkiye’ye verebileceği bir şey olabilir mi?

Seçimden seçime ortaya çıkanlar zaten ayrı bir olay..

Acıyorum memleketimin insanlarına…

Partisinde önseçim ister..

Daha partiye uğramamış, üyeleriyle selamlaşmamış..

İş lafa gelince, siyaset konuşmaya gelince mangalda kül bırakmazlar..

Geçen seçimden sonra bir daha partiye uğramamış, kimseye çay, su ısmarlamamış…

Ve bir daha aday..

Her daim aday…

Heryere aday..

Makam, mevki olsun da, neresi olursa olsun…

Bilgili, birikimli, donanımlı, memleket sevdasıyla dolu, kendisiyle, eşiyle, dostuyla, akrabalarıyla barışık ve samimi…

Böyle bir adam gibi adam arıyorum..

Adamdan kastım erkek değil…

İnsan olsun..

Cinsiyet ayırımı yapan şerefsiz olsun..

Elinizi sıkarken samimi.. gülücükleri doğal..

Bilgili, birikimli, doğal, memleketinin sorunlarını iyi bilen..

ve Samimi..

En önemlisi samimiyet..

Samimi milletvekili..

Samimi belediye başkanı..

Samimi siyasetçi görmek istiyorum.. ..

Samimiyetinden kuşku duyduğun kimseye sırtını dönme ve de destek verme..

Ya sırtından vurur, ya da gözünün içine baka baka ihanet eder..

Önce samimiyet..

 

 

 

Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!