Skip Navigation Links

MEDENİYET NEDİR?

Atatürk, Türkiye’yi ‘Muasır devletler düzeyine’yükseltmeyi ön görmüştü

Gazete Köşesi   A+a-

    Özetlersek, medeni ülkelerle aynı düzeye getirmeyi hedeflemişti. 91 yılın sonunda geldiğimiz nokta nasıldır? Ya da medeniyetten nasibimizi almış mıyız acaba? Hadi gelin bir tartışalım.

    Medeniyet, evvelen benim hoşlandığımdan başkasının da hoşlanmasını İSTEMEMEMDİR! Temsil, ben sanat müziği severim. —İyi dinlemeler Fevzi Bey. Lütfen sesi biraz kısar mısın diye ikaz edilmemektir medeniyet..Korna çalmamaktır medeniyet.Bilhassa okul servislerinin, sabah sabah verdikleri resitaller!, gerçekten hiç de hoş olmuyor. O saatte kulaklarımızın bekâreti, bu kadar yüksek desibeldeki kornaları kaldıramayacaktır.

    MEDENİYET TEMİZLİKTİR

    Sabahları ve hatta günün ilerleyen saatlerinde, sokaklarımız, ne yazık ki fare, kedi ve köpek taifesince açılıp didiklenmiş çöp poşetleriyle DOLUDUR! Bunları denetleyecek makamı MUMLA ARIYORUM! Çocukluğumda ve ilk gençlik yıllarımda İskenderun ÇOK DAHA TEMİZDİ. İster kabul edin ister etmeyin. Hatta şimdiki Başkan bilir. Aynı yaşlardayız. Bir kentlilik kültürü vardı. Bunun da ilk şartı ve olmazsa olmazı da TEMİZLİKTİ. Ya arkadaş, ne olur çöpünü tankın içine atıversen ya!!! Ondan sonra gelsin FARELER!!

    MEDENİYET SAYGIDIR SELAMDIR

    Önce bir öz eleştiri yapayım. Afyon’a gitmiştim. Valizim elimde kütüphaneye gidiyorum. Vakit sabahın 6’sı. Gelip geçenler, hem birbirlerine hem de bana selam veriyorlar. —Selamün aleyküm. — Ve aleykümmüsselam... Allah Allah. Ya burada herkes birbirini mi tanıyor ikilemi içindeyim. Öyle ya, Afyon küçük bir yer. Herkes tanış..Ya ben! Heh heh heee! (Ülen Fevzi, sen gelmeden adın ulaşmış Afyon’a! Baksana, herkes seni selamlıyor!) Kuruntu benimkisi de ha! Hatta biraz narsisizm de kokan bir kasıntı hali! Ya ne bileyim ben Allah aşkınıza! İskenderun’da yoldan geçene selam ver. Acaba bir şey mi isteyecek düşüncesiyle irkiliriz! Daha da ileri gideyim. Tanış da olunsa, eğer samimi değilseniz, selamın karşıdan beklendiği ÇOK OLUR! Haaa, aklı başında, kendini bir şey SANMAYANLARA DA HÜRMETİM SONSUZDUR EFENDİM. Zaten selam da islamdan gelmiyor mu?!

    MEDENİYET KAVGA ETMEMEKTİR

    Sokağa çıkın. Ya da evinizde oturup bir çay için. Mutlaka, ama mutlaka bir patırtı gürültü duyacaksınız. Bu, komşunuzun televizyonudur. Geçen arabalardan TAŞIRILAN TEYP SESİDİR. Ya da yakındaki inşaatın hafriyatıdır. Mimar bir arkadaş demişti. —Fevziciğim, imarı bitmeyen kentlerin kaderidir inşaat gürültüsü. Tamam efendim. Amenna ve de saddakna. Lakin bu kentte yani İskenderun’da, YEŞİLİ KATLETMEK DE BİR KADER MİDİR ACABA! Şöyle bir açılın Karaağaç ve Arsuz’a doğru. Yeni yepyeni sitelerden ayrı bir kent oluşuyor. Ve yola sıfır efendim! İKEM’ e varmadan bir, geçtikten sonra da, sağa Arsuz’a değil de Karaağaç’a doğru giden iki yol var. İlkinin adı Orta Caddedir. Sabahları trafik yoğun diyelim. Öteki saatlerde de yaya yürümek zordur kardeşim! Adamlara izin verilmiş. Yola sıfır ev yaptırmış, ya da bahçeyi çevirmiş. Yol zaten daracık. Siz yürürken, eğer kalmışsa, bahçeye kaçmak zorunda BIRAKILIYORSUNUZ! Çocuklarım -Baba lütfen oralara kadar gitme diyorlar..Kaybolacağımdan değil. Bir kazaya kurban gitmemek için!! Rahmetli Alaadin Yıldız’ın ruhuna ziyarette Kur’an okundu. İlmeddin hoca, -Fevzi ağabey, bak şu gördüğün tarlalar yakında imara girecek. Dediydi.

    Başlığı kavga etmemek diye yazdım. Kusura bakmayın çevreciliğim baskın çıktı.

    MEDENİYET YAŞAM STANDARTLARININ EŞİTLİĞİDİR

   Özelde İskenderun’da genelde de Türkiye’de, ne yazık ki insanlar arasında, yaşanılırlılık bakımından çok, ama çok fark var! Bir anımı aktarayım. Bursa İktisadı kazandım. Kaydımı yaptırdım. Ders ve kitaplar hakkında sorularım var. Koridorda bir beye rastladım..Seslendim.-Bir dakika lütfen bakar mısınız dedim..Adam, keenna virajı alan treyler! Kalıplı da. Döndü.Ve bir böceğe bakarcasına - Sen önce benimle nasıl konuşulacağını öğren!!!! Afalladım vallahi. Devamla -Sen bana bakar mısınız demeyeceksin. Beyefendi, sayın hocam diye hitap edeceksin dedi..Çekti gitti..Doçentti galiba..Bu dersimize gelirse döverim dedim.Kaydımı aldım Dil Tarih’e yerleştim.Bizde hem bu var.Hem de zengin fakir ayırımı çok açık!! Yaz geldiğinde hangi memur ya da ücretli veya emekli eğer mayası yoksa tatile gitmeyi bırakın. Arsuz’a denize gidebilir? Araba yok. Dolmuş 6–7 lira. Beş kişi, gitti geldi 70 kayme. Girişiydi, yemeğiydi, işte size en azından 300 liralık bir fatura. 4 hafta eder 1200 lira.Maaş dediğin ne ki!!! Bir sahil ve doğal plaj kenti olan İskenderun, bu gün sadece uzaktan yalanılan ve yutkunulan bir yer olmuş!! Ne yazı ki yüzme de hayal kumsalda yürümek de!!

   SONUCA GELİRSEK

   Kimsenin kimseye karışmadığı, dayatmanın olmadığı, eğitim ve öğretimin her yaşta ve parasızca yapılabildiği bir TÜRKİYE ÖZLEMİNDEYİM. İŞ KAZALARININ OLMADIĞI, KİMSENİN KİMSEDEN ÜSTÜN GÖRÜLMEDİĞİ EŞİTLİĞE DAYALI BİR DÜZEN OLMALI. DÜZENİN ALT EDİLMEK YERİNE, BU DÜZENDE NASIL İYİ BİR EDİNİLEBİLİR DÜŞÜNCESİNİN EGEMEN OLDUĞU BİR ÖZLEMLE VE HAYALLE YAŞIYORUM. HAKSIZ MIYIM?!!!!

 


Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
yazar'ın diğer yazıları
makale kategorileri
 
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet