Skip Navigation Links

Yüksek Proteinli Diyetler

POPÜLER DİYETLERLERDEN YÜKSEK PROTEİNLİ DİYETLER: UYGULANMALI MI, UYGULANMAMALI MI?

Gazete Köşesi   A+a-

 

     Obezite yönetimi, yapılan araştırmalar sonucunda yıllar içerisinde gelişim göstermiştir. Son zamanlarda en netleşen konu ise dikkat etmeden, uygunsuz yollarla kendi başına kilo yönetiminde bulunmaya çalışan herkesin muhtemel zarar gören konumunda olduğudur.

     Fiziksel aktivitenin artırılması aşırı enerji alımıyla baş etmenin yollarından biridir, fakat diyetle aşırı enerji alımını azaltmak da bir o kadar önemlidir. Birçok diyet rejiminin tokluğu artıran çeşitli mekanizmaları uyararak vücut ağırlığı kontrolü sağladığı ileri sürülmektedir. Bu diyetler arasında karbonhidrat alımının azaltılması ilkesine dayananlar oldukça popülerdir. Batılı toplumlarda yüksek yağlı diyetten kaçınan ve yüksek protein alımını teşvik eden uygulamalar da görülmektedir.Her geçen yıl, kilo kaybı ve korunumu için yeni yaklaşımlar ortaya çıkmaktadır. Minimum çaba ile hızlı sonuçlar yaratan bazı diyet yaklaşımları mantıklı ve uygun bulunurken, bazıları güvenilir bulunamamıştır. Diyet yaklaşımları içerisinde yüksek proteinli diyetler incelendiğinde, 1960 yılından beri var oldukları bilinmektedir.Yüksek proteinli bir diyetin ne olduğuna dair genel bir fikir birliği yoktur; besin endüstrisinde, toplam enerjinin proteinden gelen oranı %20’den fazla olduğunda “protein bakımından zenginleştirilmiş” terimi kullanılmaktadır. Vücut ağırlığı kaybı çalışmalarındaki yüksek proteinli diyetler incelendiğinde,genel olarak proteinden gelen enerjinin toplam enerjinin yaklaşık %30’unu oluşturmasının hedeflendiği görülmektedir.

     Egzersiz ve hipokalorik (düşük enerji içerikli) yüksek proteinli diyet kombinasyonunun, tokluk arttırıcı özelliği ile ağırlık kaybında artışı sağladığı saptanmıştır. Fakat; yüksek protein içeren diyetler ağırlık kaybında etkili olmalarına rağmen vücutta birçok yan etki de oluşturabilmektedir. Normalde bireyin enerji ihtiyacının çoğunun karbonhidratlardan karşılanması gerekir. Toplam aldığımız enerji miktarının yüzde 50'sinden daha azını karbonhidratlardan karşılıyorsak, vücutta kas yıkımı başlar. Kas yıkımına paralel olarak vücutta yan maddeler oluşur ve vücudun ürik asit seviyelerini yükselebilir.

     YÜKSEK PROTEİNLİ DİYETLERİN POTANSİYEL YAN ETKİLERİ:

    Böbrek sağlığı üzerine:Yüksek proteinli diyetler uzun süre uygulandığında, böbrek ve karaciğer sağlığı açısından risk oluştururlar. Stephen P. Juraschek ve ark. tarafından yapılan bir çalışmada yüksek protein içeren bir diyet tüketiminin böbrek hastalığının ilerlemesini hızlandıran bazı metabolik yollara neden olabileceği öngörülmüştür. Dünya genelinde sadece hayvansal yiyecekler yiyerek kilo verme eğiliminin insan sağlığı üzerine etkilerini yeniden değerlendirmek üzerine yapılan araştırmalardan bazıları göstermektedir ki; üç ay gibi kısa bir zaman diliminde bile uygulanan yüksek proteinli diyetin böbreklere kan getiren damarlarda tahribata neden olduğu, böbreklerde süzme işlemlerini bozduğunu ve safra kesesi taşlarını minimal oluşturduğu saptanmıştır.

    Kemik sağlığı üzerine:Avustralya ve Yeni Zelanda’da yapılan çalışmalar göstermektedir ki; kilo kaybı sırasında yüksek diyet protein alımınınkemik döngüsünü yavaşlattığı belirtilmiştir. Kemik döngüsü, kemik dokunun canlılığını devam ettirebilmesi için gerekli metabolik fonksiyonların gerçekleştiği süreçtir. Bu sürecin yavaşlaması, kemik sağlığı için risk yaratabilir.

    Kalp sağlığı üzerine:Yüksek protein alımınınkardiyovasküler hastalık riski yaratacak sonuçlar doğurabileceği ile ilgili endişeler bildirilmiştir. 15 yıl süreyle takip edilen 30-49 yaşları arasındaki 43,396 kadın incelendiği bir çalışmada, günlük karbonhidrat alımının 20 g azalması ve protein alımının 5 g artmasıyla kardiyovasküler hastalık riskinin %5 oranında arttığı bulunmuştur. Yapılmış başka bir araştırmada yüksek protein-düşük karbonhidratlı diyetlerle beslenenlerin kardiyovasküler hastalıklardan ölüm oranının artabileceği sonucuna varılmıştır.

   Antioksidan tüketim durumu üzerine: Yüksek proteinli zayıflama diyetlerinde meyve ve sebze tüketimi azaltıldığı için antioksidan durumu üzerine olumsuz etkilerinin olabileceğine dair endişeler söz konusudur. Meyve ve sebzeler antioksidan içerikleri zengin besin grubudur. Günde 5-6 porsiyon pişmiş, çiğ ve salata şeklinde tüketimi önerilmektedir.

   Gastrointestinal sistem (Mide ve bağırsağı içine alan sistem, sindirim sistemi) üzerine:Yapılan bir çalışmada yüksek proteinli diyetlerle gastrointestinal problemlerin önemli derecede arttığı rapor edilmiştir. Bu çalışmaya göre yüksek proteinli diyet tüketen grupta düşük proteinli gruba göre konstipasyon, ağız kokusu ve diyare (ishal) daha sık gözlenmiştir.

      Tüm bu sonuçlar göstermektedir ki; yüksek proteinli diyetler tokluk arttırıcı özellikleri ile zayıflamada etkin olabilmelerine rağmen, beraberinde birçok sağlık problemi de getirebilmektedir. Unutulmamalıdır ki; diyet yaklaşımları düzenlenirken, bireylerin metabolik profilleri ve tercihleri temelinde, kilo yönetimi için besin açısından zengin diyetler, belli kurallar dâhilinde tavsiye edilebilir. Diyet, bireye özgüdür. Yeterli ve dengeli beslenme kuralları dahilinde, bir beslenme uzmanı yardımıyla, herhangi bir kronik rahatsızlığı olmayan bireylerde; karbonhidrat, protein ve yağ besin öğelerinin genel kabul görmüş alım düzeylerinin karşılanması gerekliliği kilo yönetiminde birinci basamak olmalıdır.

Diyetisyen Eray ALBAYRAK

 


Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
makale kategorileri
 
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet