Skip Navigation Links
Enerjisa-Toroslar

Oduncu ve Baltası

Fakir bir oduncu ormanda derin bir uçurumun kenarında ağaç kesiyordu.

Medyatik Bakış

Gazete Köşesi   A+a-

 MEDYATİK BAKIŞ

 

Doğan Süslü

 

İletişim:0 532 728 45 53

 

e-mail:[email protected]

 

 

 

Oduncu ve baltası

 

 

 

Fakir bir oduncu ormanda derin bir uçurumun kenarında ağaç kesiyordu. Geç olmuştu ve oduncu yorulmuştu. Ağaç kesmeye, sabah güneş ışıklarıyla beraber başlamıştı. Yorulduğu için de balta darbeleri iyice güçsüzleşmişti. Baltayı tutmakta zorlanıyordu. Bu yüzden balta elinden kayıp uçuruma düştü. Oduncu mutsuz ve çaresizdi. Baltası onun yaşamasını sürdürmek için kazanç sağlayabileceği tek âletti. Yeni bir balta alabilecek parası da yoktu. Ellerini ovuşturup ağlamaya başladığı sırada çok güzel bir kuş yanında belirdi. Bu, Anka Kuş’uydu..

 

 

 

Bir süre sonra zengin oldu

 

Anka Kuşu oduncuya yaklaştı ve ona neden ağladığını sordu. Oduncu da durumu anlatınca, Anka Kuşu hemen uçurumdan aşağı uçtu ve altından bir baltayla yukarı çıktı ve oduncuya seslendi. “Baltan bu muydu?” “Hayır” diye, yanıtladı oduncu, üzgün bir sesle. Anka Kuşu bir kez daha aşağı uçtu, bu sefer elinde gümüş bir balta vardı. Fakat oduncu o baltanın da kendisinin olmadığını söyledi. Üçüncü kez uçurumdan aşağı uçan Anka Kuşu, oduncunun baltasını çıkardı. Oduncu sevinç içinde baltasına kavuştu. Anka Kuşu bir kez daha aşağı uçtu ve önceki altın ve gümüş baltaları çıkardı ve oduncuya “Bunları al ve sat bunlar dürüstlüğüne karşı, Allah’ın bir armağanıdır.” Oduncu köye döndü. Bir süre sonra çok zengin oldu.

 

 

 

Bir daha hiç çıkmadı

 

Başına gelenleri anlatınca da bunları yarım yamalak kavrayan kıskanç komşusu baltasını aldı ve bilerek uçuruma yuvarladı, sonra da oturup başladı ağlamaya. Anka Kuşu ne olduğunu sorunca da tek geçim kaynağı olan baltasını suya düşürdüğünü söyledi. Anka Kuşu uçurumdan aşağı uçtu ve altından bir balta çıkardı ve oduncuya sordu “Herhalde baltan bu olmalı?” Altın baltayı görüp başı dönen oduncu hemen atıldı: “Evet bu, benim baltam.” Bunun üzerine suratı asılan Anka Kuşu baltayla birlikte uçurumdan aşağı uçtu ve bir daha hiç çıkmadı.

 

 

 

Kaynak:www.birgaripmatematikci.com

 

 

 

Çokbilmiş koca

 

Karıkoca birlikte tatile çıkarlar. Gittikleri yerde kamp kurarlar. Tatillerinin ikinci gününün akşamı güzel bir yemek yiyip uykuya dalarlar. Birkaç saat sonra kadın uyanır ve kocasını da uyandırır. Adam uyku sersemidir; Güzel bir rüyadan uyandırıldığı için de biraz kızgındır:

 

”Ne oldu? Ne istiyorsun?” diye sorar.

”Yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle.”

Adam gökyüzüne bakar ve yanıtlar:

-Bunun için mi uyandırdın beni? Baktım işte. Bir sürü yıldız görüyorum ışıl ışıl parlayan milyonlarca yıldız.

Karısı tekrar sorar. Peki, bu sana neyi gösteriyor?

Astronomik olarak

Artık iyice uykusu kaçan adam biraz düşünür ve yanıtlar:

-Teolojik olarak Allah’ın kudretini ve kendi acizliğimi görüyorum. -Felsefi olarak, evrenin sonsuzluğunu ve onun karşısındaki önemsizliğimizi görüyorum. -Astronomik olarak galaksilerin, yıldızların, gezegenlerin varlığını görüyorum. -Yıldızların komuna bakarak saatin 3 olduğunu görüyorum. -Meteorolojik olarak da bugün havanın çok güzel olacağını görüyorum.

Niye sordun bunu bana? Sana neyi gösteriyor?

-Necati, çadırımızı çalmışlar!

İnsan çok bilince; burnunun ucundakini göremiyor demek ki.

 

Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
yazar'ın diğer yazıları
makale kategorileri
öne çıkanlar