Skip Navigation Links

1980 Öncesi ve 2013 !!!

Bir süredir gözlerimdeki alerjik iltihaplanma veya adı her neyse ciddi bir sıkıntı yaşattı bana.. Bilgisayara bakamadım..

Gazete Köşesi   A+a-

 Bir süredir gözlerimdeki alerjik iltihaplanma veya adı her neyse ciddi bir sıkıntı yaşattı bana.. Bilgisayara bakamadım..
Sizlere yüreğimden geçenleri aktaramadım..
Malum ülke gündemi çorba..
Her kafadan bir ses çıkıyor..
Gidişat oldukça kaygı verici..
İtidal çağrısı yapıyoruz ve ses geliyor..
Amma Ankara oldukça sert..
Aslında itidal çağrısını Ankara’ya yapmak lazım..
Vatandaşın suçu ne?
Vatandaş demokratik hakkını kullanıyor ve tepki koyuyor..
Peki ya provakatörler?!!!
İşte işin o tarafı çok tehlikeli!!!
Elinde Türk Bayrağı, demokratik tepkisini koyan sade vatandaşın arasına karışmış ajanlar veya adı her neyse ve sonuçta ortaya çıkan gerilimli bir tablo..
Türkiye’nin gidişatı, gidişat değil!!!
Özellikle Hatay’da halk oldukça sağduyulu..
Merhum Abdullah Cömert kaybı ortalığı karıştırır gibi oldu ama halk yine sağduyulu..
Eylemciler yorgun, polis yorgun..
Yorgunluk, stresi ve gerilimi yükseltmeye yetiyor..
Halkın sağduyu çağrılarına olumlu tepki vermesi ise oldukça sevindirici..
Ortadoğu’da da eylemler ve lanet olası Arap Baharı da böyle başlamıştı..
Üzülerek söylüyorum ki; Sağduyu çağrısını sade vatandaşa yapmaktan çok, Hükümet yetkililerine ve muhalefete yapmak daha doğru gibi geliyor!
Ülke tam duruluyor, siyasilerin ettikleri laflar, düşünmeden söyledikleri sözler yeniden ortalığı alevlendiriyor..
1980 öncesi Türkiye’yi film şeridi gibi gözümün önünden geçiriyorum da..
Tüylerim diken diken oluyor..
O dönem siyasi bir hareket iken, bugün yaşananlar siyasetten uzak bir halk hareketi görüntüsü veriyor..
O dönemde olanlar oldukça kötüydü.. Anlayamıyor ve anlam veremiyordum..
Çünkü o dönemlerde çok küçüktüm ve çok korkmuştum..
Babamın kucağında sımsıkı boynuna sarılmıştım..
Polislerin ve askerlerin gençleri copladığı görüntülerin bende yarattığı travma yeniden canlanıyor!
Hepimizin küçük çocukları, torunları, yeğenleri mutlaka var..
Peki bu manzaraların çocuklarımız üzerinde yarattığı etkiye ne demeli?!
Televizyonlar, gazeteler, internet gazeteleri ve sosyal medya tüm çıplaklığıyla şiddeti yayınlıyor..
Ya bizim çocuklarımızın zihinlerinde yaratacağı travmayı kim tedavi edecek?!!!
Gözlerine bant çekip, izlemelerini engellememize imkan yok!
Kumanda ellerinde ve hükümet yetkililerinin ve muhalefetin hırçın açıklamalarını izliyor, eylem alanlarındaki şiddeti de tüm çıplaklığıyla görüyorlar!
Bu mu olacaktı?
Türkiye bugünleri böyle mi yaşayacaktı?
İçeride ve dışarıda Türkiye’nin karışmasını isteyen ajanlar var!
Sade vatandaşla polisi karşı karşıya getiriyorlar ve siyasiler de yangına körükle gider gibi açıklamalarıyla onların ekmeğine yağ sürüyorlar..
Türkiye’yi aydınlık bir geleceğin beklediğine inananlardan birisi olarak, en tepedeki yetkiliden en aşağıdaki eylemciye kadar herkesin sorumlu olduğu bir kaos ortamına sürükleniyoruz!
Unutulmamalıdır ki; Hepimiz aynı gemideyiz ve bu gemi batarsa hepimiz okyanusun dibini boylarız..
Suriyeliler, Türkiye’ye sığındı canlarını kurtardı da, Türk insanının gidecek bir tek yeri bile yok..
Üç tarafımız deniz ve Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz’e açılmak da sadece yüzme bilenler için mümkün olabilir (!) Tabi o da bir yere kadar!!!
Herkes aklını başına toplasın ve bu karmaşa ortamı, bu kavga son bulsun..
Kimin günahı varsa bu işte, en yetkilisinden en yetkisizine kadar, herkes şapkasını önüne koysun ve ülkeyi bir kaos ortamına sürüklemesin!!!
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
makale kategorileri
 
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet