Skip Navigation Links
Enerjisa-Toroslar

Can ve İnsanlık

Churchill görüşmeden sonuç alamayacağını anlayınca geri dönmüş. Ama Churchill bu. Hemen pes etmemiş kurt politikacı.

Gazete Köşesi   A+a-

2. Dünya Savaşı'nda İngiltere başbakanı Churchill, Türkiye'nin Almanya'ya karşı savaşa girmesi için elinden geleni yapmış. Hatta sırf bunun için Türkiye'ye gelmiş ve İsmet Paşa'yla Adana'da görüşmüş. Ancak İsmet Paşa'yı savaşa girmeye ikna edememiş.

Churchill görüşmeden sonuç alamayacağını anlayınca geri dönmüş. Ama Churchill bu. Hemen pes etmemiş kurt politikacı. İngiltere güçlü ama zaten Almanya ile savaş halinde. Bir başka savaşı göze alamadığından Türkiye'yi yolu yordamıyla tehdit etmek istemiş. Ne yapayım da edeyim diye düşünmüş, taşınmış. En sonunda ne yapacağına karar vermiş. Hemen yaverinden bir çuval buğday getirmesini istemiş. Bir mektup yazıp çuvalın içine koymuş. Yaverine "Bunu Türkiye'ye İsmet Paşa'ya bizzat götür. Ve Paşa'nın yanıtını almadan da geri dönme" demiş.

Çuval askeri uçakla anında yola çıkmış. Yaver çuvalı İsmet Paşa'ya teslim etmiş ve Churchill'in hemen yanıt beklediğini bildirmiş. İsmet Paşa bir çuval buğdayı görünce çok şaşırmış tabi. Çuvalı açmış, bir bakmış ki, çuval ağzına kadar buğday dolu ve en üstte de bir mektup var.

Mektupta, "Biz İngilizler, bu çuvaldaki buğdaylar kadar kalabalığız. Almanya'yla ilişkilerinizi kesin. Yoksa fena olur" gibisinden bir yazı varmış. İsmet Paşa'nın gözleri çakmak çakmak olmuş. Yavere beklemesini söylemiş. Odasına girmiş ve yardımcısından aç bir tavuk bulup getirmesini istemiş. Kendisi de oturup bir mektup döşemiş. Mektupla tavuğu gelen buğday dolu çuvala koymuş. Churchill'in yaverine "İşte cevabım" demiş.

Yaver çuvalı almış, uçağa atladığı gibi, gıdak mıdak sesleri eşliğinde İngiltere'ye uçmuş. İngiltere'ye varır varmaz, Churchill'in huzuruna çıkmış. Churchill kendinden emin biçimde çuvalı açınca bir de bakmış ki, çuvalın içinde karnı yediği buğdaylardan şişmiş bir tavuk, bir avuç buğday ve bir de mektup var. Hemen mektubu açmış. İsmet Paşa mektuba şunları yazmış: "Bir tavukla baş edemeyen İngilizler' den niye korkalım?"

Osmanlı’ nın ortalığı toz duman ettiği yıllar... Avrupa’da Arthur oğlum, o tabakta bir köfte kalırsa seni Türklere veririm vallaha lafının çıkıp da halk arasında deyim olduğu zamanlar yani..

Evet bir takım oyunların, güçlerin üstümüzden olaylar çıkartmak ve bunu sebep yaparak kıvılcım olmamızı istiyorlar. Ben şu ülke bu ırk bu halk bu güç diye sıralamayacağım çünkü Türkiye’ de artık herkes her şeyi çok iyi biliyor.

Yaşadığımız Suriye olaylarını başkaları gibi ticari boyutunda strateji konusunda gelecek konusunda yoğun konuşmak yerine sadece CAN ve İNSANLIK tarafına dikkat çekmek istiyorum.

Her insanın yaşama hakkı vardır özellikle de suçu olmayan yeni nesillerimizin.

Hiçbir gücün hiçbir oluşumun ve hiçbir düşünce akımının peşinde, kışkırtmalarında olmadan hem Suriye hem Türkiye bu oyunun içinden en az zararla ve kazasız belasız çıkmasını ve

herkesin kardeşçe, mutlu ve eşit yaşamak istediği bu coğrafyada fırsatçılara ne içeride ne de dışarıda prim vermemek gerektiğini vurgulamak istiyorum.

Bertrand Russell’ in sözü gibi “Savaş kimin haklı olduğuna değil, kimin güçsüz olduğuna karar verir.”

Biz güçlü bir ülke olarak bu zamana kadar hoşgörü ile yaklaştık ve bu günden sonra da hoşgörü ile yaklaşacağimizi umuyorum.

Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!

Etiketler // ,

Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
makale kategorileri
öne çıkanlar