Yine bir 5 Temmuz’u daha kutluyoruz. Kutlamalarla ilgili hem heyecanlı hem de buruk bir duygu halindeyim.
Bölgemizde yaşanan gelişmeler, Suriye’den Hatay’a sığınan binlerce insan ve de belki de işin çıkış noktası ABD ve Fransa’nın Hatay ve Suriye ile ilgili planları..
Boşa koyuyorum dolmuyor, doluya koyuyorum almıyor veya yukarı tükür bıyık aşağı tükür sakal misali bir tablo var..
Kardeş ülke Suriye ile Türkiye arasında AK Parti iktidarı döneminde kurulan dostluk köprüsü, geçmişin kin ve nefret duygularının silindiği, yerini ortak yatırımlara ve projelere bıraktığı bir dönemin tam ortasında Suriye’de isyan!!!
ABD ve Fransa’nın BOP kapsamında uzun yıllardır beklediği tablonun sonuna yaklaşılıyor. Suriye’de Esad yönetimi düşürülmeden, ABD ve Fransa’ya güdümlü bir yönetim teşkil edilmeden isyanların dineceği yok!!! Daha doğrusu ABD ve Fransa emellerine ulaşmadan, Suriye içindeki adamları isyanı bitirmeyecekler ve daha çok kan dökülecek..
Üzülerek gelişmeleri izlerken, yine bir 5 Temmuz’u daha nasıl kutlarız ben de bilmiyorum..
Türk Ordusu’nun Hatay’a İskenderun üzerinden girişinin yıldönümü..
Kutlu olsun..
Peki ya Suriye’nin ardından sıra nerede?!!!
Hatay, BOP’un bir parçası mı?
Bunu hiç kimse bilmiyor!
Belki de bilenler de dillendirmekten korkuyor!
ABD ve yandaşları, bölgede güçlü bir Türkiye mi isteyecekler, yoksa sırası gelince zayıf düşürülmüş, sözde bir ortaklık mı ilan edecekler?
Benim kaygılarım çok büyük bir 5 Temmuz öncesi..
Türk Ordusu’nun İskenderun üzerinden Hatay’a girişinin yıl dönümü kutlu olsun..
Peki ya Fransa’nın 1939’da yaşadığı tarihi bir yenilgi sonrası Anavatanı olan Türkiye’ye ilhak eden Hatay’la ilgili alçakça planları BOP çerçevesinde uygulamaya konulmak istenirse ne olur?
Tabiî ki imkansız olur!!!
Hiç kimse buna izin vermez ve de vermeyecektir!!!
Kanımızın son damlasına kadar karşı durur, yandaş ve yaltakçı var ise de gereğini fazlasıyla yaparız!!!
Ortadoğu’yu izlerken bir yandan da Türkiye’de uzun süredir yaşanan gelişmeleri takip ediyorum da; Sürekli bir iç hesaplaşma içinde, siyasette gergin ve kırmızı çizgileri zorlayan bir hava var..
Sanki birileri zemin hazırlıyor ve sıra birkaç yıl içerisinde Türkiye’ye geliyor gibi..
Tüylerimi diken diken eden ihtimaller girdabında tepetaklak gidiyorum..
Gelişmeleri takip ediyor ve ürküyorum..
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!