Bölgemizin en saygın yayınlarından Sektörel Dergisi, Arsuz Gökmeydan Rehabilitasyon Merkezine son sayısında yer verdi.

Arsuz Gökmeydan Rehabilitasyon Merkezi Kurucu Müdürü Tuğba Kara'nın özel bireylerin sağlığı, eğitimi, hayata bakışı yaşam mücadelesi ve toplum içerisinde var olma mücadelesi röportajı büyük ses getirdi.

 

Sektörel Dergisi Editörü İdris Aydoğan, röportajın yer aldığı dergiyi Kurum Müdürü Tuğba Kara'ya takdim etti ve özel bireylerin eğitim alanlarında incelemelerde bulundu.

 

 

Etkinliklerle özel bireylerin toplum içerisinde var olma mücadelesine büyük katkı sunan Gökmeydan Rehabilitasyon Merkezi Kurucu Müdürü Tuğba Kara, Rehabilitasyon Merkezi İşletmenin zorlukları ve yüklediği sorumlulukları Gazeteci İdris Aydoğan'a aktardı.

 

Arsuz Özel Gökmeydan Rehabilitasyon Merkezi yedi yıldır hizmet vermektedir. Uzman Öğretici olarak özel bireylerin eğitimi konusundaki hassasiyetimiz, onları topluma kazandırma arzumuz bu alanda faaliyet göstermemize vesile oldu.

 

Hepimizin etrafında özel bireylerin yaşama tutunma çabasıyla birlikte ailelerin yaşadıkları zorlukları yaşadığımız bir gerçek.

Kurumumuzda sadece özel bireylerin eğitimiyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda bu çocukların yükünü çeken, derdini anlayan ailelerinin de dertlerine, sıkıntılarına çözüm üretmek cihetinde adımlar atıyoruz.

 

Sadece çocukların eğitimi, hayata tutunma gayretlerine çözüm üretmek yetmediği gibi, aileleri de eğitime dahil ederek soruna bütüncül yaklaşmak zorunluluğunu insani ve vicdani bir görev olarak kabul ediyoruz.

 

Bir çok alanda özel bireyler kurumumuzda eğitim almakla birlikte, ağırlıklı olarak down sendromlu ve otizmli çocuklarımız eğitim hakkını bulunduruyor.

Zihinsel, düşünsel engellerle birlikte, fiziksel hareket kısıtlılığı durumu da gözönünde bulundurulduğunda, okul öncesi ve özel eğitim uzmanı öğretim kadrosunun yanısıra fizyoterapistlerimiz koordineli çalışmak durumundalar.

 

Eğitimi bütüncül görmemizin sebeplerinden biri de, özel bireylerin aileleriyle birlikte toplum tarafından dışlanmışlık hissinin yaygın olarak yerleşmiş olması. Bizim bu dışlanmışlık hissini kabul etmemiz mümkün olmadığı gibi, özel bireylerin aileleriyle birlikte toplum içerisinde aktif olması, kendilerini güçlü hissetmeleri için bolca sosyal ve kültürel etkinlik düzenleyerek, ‘Yaparak Yaşayarak Öğrenme’ yönünde güçlü çalışmalar yapmaktayız.

 

 

Rehabilitasyon merkezlerinin genel olarak sorunları zaman içerisinde çözüme kavuşturulsa da, özel bireylerin sağlık raporu işlemleri ile RAM ziyaretleri randevu yoğunluğu konuları bizleri zorlamaktadır.

 

İşimizi severek yaparken başarı oranımızı, çocuklarımızın yüzlerindeki gülümsemeleri, mutluluğunun ölçüsü değerinde görmekteyiz.

Bizler çocuklarımız ne kadar çok mutlu ve hayata hazır hale getirebilirsek, kendimizi o kadar başarılı olmuş kabul ediyoruz.

Topluma kazandırdığımız her özel birey bizlerin gururu ve mutluluğunu büyütmeye yetiyor.