Suriye’den Sonra, Sıra Yemen’e Mi Geldi?”
Yemen’de bir Türk gemisinde yakalanan silahlar ilgili konuşan CHP Hatay Milletvekil Av. Mevlüt Dudu, “Suriye’den sonra sıra Yemen’e mi geldi? Silahlarla ilgili gerçekler ortaya çıktığında bunu net olarak göreceğiz” dedi.
AKP Hükümeti ve Başbakan Erdoğan’ın sürdürdüğü dış politikanın ülkemizi büyük sorunlarla karşı karşıya getirdiğine dikkat çeken Av. Mevlüt Dudu, “Bir Dışişleri Bakanımız var, kendi oluşturduğu hayal dünyasında ülkemizi tehlikeli yollara sürükleyip duruyor” diyerek açıklamasını şöyle sürdürdü.
“Dış işleri Bakanı Ahmet Davutoğlu nereye gitse, bir süre sonra oradan pis kokular yayılmaya başlıyor. ABD’nin organize ettiği Arap Baharının çatışmaları bugün Tunus’tan Suriye’ye kadar sürüyor. Bunun en tehlikelilerinden biri de Yemen’de Sunni-Şii çatışması olarak devam ediyor. Sayın Bakan Yemen’e gideli daha bir ay dolmadan, bir Türk Gemisinden silahlar çıkması düşündürücüdür. Suriye’de oynanan oyunun bir benzerinin, Başbakan ve Dışişleri Bakanı tarafından Yemen’de de sahneye konulmaya çalışıldığını düşündüren bu gelişmeler, ülkemiz için çok tehlikelidir.
“Bu silahların sahiplerinin mutlaka ortaya çıkarılması gerekiyor. Eğer Hükümet bu konuyu aydınlatmaz ise, bu demektir ki, yeni bir Uludere, yeni bir Afyon, yeni bir savaş uçağı düşmesi olayına benzer durumlar yaşayacağız.
“Kamuoyumuzun bu konuda aydınlatılması için Başbakan’a yazılı bir soru önergesi vererek konuyu TBMM’ye taşıdım. Gelişmeleri takip ederek, Hükümetin yanlış politikalarının durdurulması için gereken her şeyi yapacağım.”
CHP Hatay Milletvekili Av. Mevlüt Dudu tarafından verilen soru önergesinde şu bilgiler yer aldı.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Av. Mevlüt DUDU
CHP Hatay Milletvekili
1. Ekim ayında Dışişleri Bakanımızın Yemen’e yaptığı ziyaret sırasında iki ülke arasında askeri araç gereç, mühimmat, teknik ve bilgi alışverişi ile ilgili yazılı yada sözlü herhangi bir protokol yapılmış mıdır?
2. Yemendeki durum göz önünde bulundurulduğunda; ulusal basında sıkça yer alan ABD’li ajanların ve değişik güçlerin müdahalesi gibi konularda ülkemizin taraf tutması ve bunlara destek vermesi söz konusu mudur?
3. Aden Limanı’nda bir Türk gemisinin taşıdığı konteynırın içinde, 3 bin parça tabanca, otomatik silah ve susturucu ele geçirildiği ulusal ve uluslararası basında yer almıştır. Bu silahları Yemen’e kimlerin, hangi amaçla sokmak istediğiyle ilgili olarak şimdiye kadar resmi açıklama yapılmamasının sebepleri nelerdir?
4. Arap Baharı’nın 22 yıllık Abdullah Salih diktatörlüğünü devirdiği Yemen’de, Sünni-Şii çatışmasının sürüyor olması ve hemen hemen aynı durumun Suriye içinde de yaşanıyor olmasındaki benzerlik göz önünde bulundurulduğunda, Yemen’le ilgili belirlenmiş olan ulusal tavrı ne zaman açıklamayı planlıyorsunuz?
5. Aden Limanı’nda, Yemen’in güvenliğini ve istikrarını hedef alan sevkiyat konusunda ülkemizin sessiz kalmasının sebepleri nelerdir?
6. Tamamı Türk yapımı olan silahların değerinin 120 milyon doları bulduğu belirtilirken, kargonun sahibi kim olarak görülmektedir?
7. Yemen’de 4 gün önce yakalanan kaçak silahlarla ilgili olarak Yemenli yetkililerle resmi yada gayri resmi herhangi bir görüşme yapılmış mıdır? Yapıldıysa bu görüşmeler ne zaman kamuoyuyla paylaşılacaktır?
8. Yemen’de yakalanan kaçak silahlarla ilgili olarak; bölge ülkeleri yetkilileriyle herhangi bir görüşme yapılmış mıdır?
9. Türk yetkililerinin Suudi Arabistan yetkilileri aracılığı ile Yemen’le ülkemiz arasında arabuluculuk yapmaları ve açıklamaların önlenmesi yönünde talebi olmuş mudur?
10. Ambulanslar ve bazı özel araçlarla Suriye tarafına silah ve mühimmat geçişine izin veren Türkiye’nin şimdi de Yemen’de iç çatışmalara neden olabilecek bir durum ortaya koymasını uluslar arası düzeyde nasıl düzeltmeyi planlıyorsunuz?
11. İran’ın açıklamalarında; Türkiye yönetiminin Irak ve Suriye’de; Suudi Arabistan, Katar, Amerika ve İngiltere ile çok tehlikeli oyunlara girdiğini ve Riyad üzerinden Yemen yönetimine baskı yaparak silahların kime gittiğinin ifşa edilmesini engellendiği belirtilmektedir. Bu konuyla ilgili olarak ülkemizin tavrı nedir ve şimdiye kadar neler yapılmıştır?