CHP’li İskenderun Belediye Meclis Üyesi Avukat Bülent Akbay, meclisin Haziran ayı oturumunda yaptığı konuşmalara ve nedenlerine ilişkin bir açıklama yaparak halk adına siyaset ve hizmet üretmenin önemine işaret etti.
Avukat Bülent Akbay açıklamasında şöyle dedi: “Haziran ayında yapılan meclis toplantılarında yaptığım konuşmaları, yalnış anlaşılmasını engellemek ve dikkat çektiğim konulara açıklama yapma ihtiyacı hissettim.
VARAN l
Belediye idaresi kamu hizmetinin niteliğini algılamak zorundadır. İskenderun halkı belediyenin müşterisi değil sahibidir. Bu sebeple 2006 yılında Mete Aslan döneminde Ercüment Kimyon arkadaşla açtığımız dava neticesinde su faturalarına yansıtılan kanal kullanım payı ücreti iptal edilmişti. Dava 2008 yılı sonunda sonuçlandığından İskenderun belediyesi kararın tebliğ tarihinden itibaren, yani 2009′dan itibaren bu ücreti faturalara yansıtmadı. Ancak geçtiğimiz günlerde 2007 ve 2008 yılına ait kanal kullanım ücreti faizleriyle birlikte bazı faturalara yansıtıldı. 04.06.2010 tarihli meclis oturumunda konuya açıklık getirerek mahkeme kararının 2006 yılından itibaren bu ek ücretin alınamayacağına dikkat çektim. Uygulama açıkça CHP belediyesine sabotaj özelliği taşıyordu. Yalnızca halkı soymayı amaçlayan anlayış bir kez daha teşir olmuştu. Başkan gerekli müdahaleyi yaparak halkın nefes almasını sağladı.
VARAN 2
Kültür sitesinin ses düzeni ve ışıklandırma sistemi yenilendi. Çok başarılı bir çalışma yapıldı. Bilindiği gibi bu kültür sitesi 20 yıl önce CHP belediyesi döneminde yapılmıştı. 15 yıllık Mete Aslan döneminde bir çivi çakılmamış ve İskenderun Belediyesinin tek kültür sitesi kaderine terk edilmişti. Kültürel faaliyetlere düşman anlayış 29 Mart seçimlerinde yenilgiye uğratılmıştı. Yeni belediye yönetimi bir çok alanda olduğu gibi, kültürel faaliyetler konusunda da ciddi hizmetler üretmek niyetiyle kültür sitesine ses düzeni kurdu ve ışıklandırma sistemini güçlendirerek yeniledi. Ancak ne hikmetse bu hizmeti halka ücret karşılığında sunmak için bir tarifeyi 04.06.2010 tarihli meclis gündemine getirdi. Bu uygulama da ciddi bir yanlışlığı ifade ediyordu. Bu tip hizmetlerin halka ücret karşılığında sunulması kamuya hizmet anlayışının eksik veya yalnış algılanmasından kaynaklanıyordu. Bu konuda yapılması gereken halka bu hizmeti bedeva vermek olmalıydı. Yaptığım itiraz ve verdiğim oyla bu hizmetin bedeva verilmesine vesile oldum. CHP’nin sosyal belediyecilik anlayışına uygun bir karar alındığı için mutlu oldum.
VARAN 3
İskenderun spor 15 yıllık eski belediye başkanlığı döneminde kişisel çekişmelere kurban edilmiş ve kentin efsane takımı bilerek ve isteyerek mahalli lige düşürülmüştü. İskenderun’luları mutlu eden turuncu-mavi renkleri sokaklarda dalgalanmaz olmuştu. Bizler seçim çalışmalarında sokaklarımızdan ve gönlümüzden çalınan reklerimizi, iskenderun sokak ve caddelerine, yüreklerimize geri getireceğimiz sözünü vermiştik. Hiç kimse buna inanmamıştı. Yalnızca Sedat Uysal liderliğindeki bir avuç yönetici ve canını dişine takan, efsanenin ruhunu taşıyan teknik heyetle futbolcular kararlıydı. 200 takım arasında şapiyon olarak turuncu-mavi renkleri İskenderun caddelerinde dalgalandırmayı başardılar. Kent renklerine kavuşmuş ve yediden yetmişe herkesin yüzünü gülümsetmeyi başarmıştı. 08.06.2010 tarihli meclis oturumunda bir kentin renklerini koruması gerektiğine ve herkesin reklerine sahip çıkarak, bir daha çalınmasına izin verilmemesi gerektiğine vurgu yaptık. Bu şapiyonluk tüm iskenderunlulara armağan olsun.
TALEPLER
Yaptığım meclis konuşmasında dile getirdiğim diğer talepleri ise şu şekilde sıralayabilim.
• Meclis gündemi halkın sorunlarını kucaklamaktan uzak. Bu sebeple halkın belediye idaresine vermiş olduğu dilekçeler tasnif edilerek, meclisin görev ve yetkisindeki dilekçeler meclise getirilsin. Müdürlükler meclisin görev ve yetkisini gasp eden bir anlayıştan vazgeçsinler. Bu aynı zamanda yasal zorunluluktur. Bu konuda gerekli talimat verilsin.
• Belediyemiz mecbur kalmadıkça taşeron kullanmasın. Belediye kendisi eleman istihdam etsin. Zorunlu olarak taşeron kullanılacaksa işçilerin sigortalı ve sendikalı olması zorunluluğu protokolle sağlansın.
• Belediye çalışanlarının fazla mesai başta olmak üzere, özlük haklarına ve emeğine saygı gösterilsin. Çalışanlar mutlu değil. Çalışanları mutlu olmayan bir kurum halkı mutlu eden icraatlar üretemezler. Çalışanları mutlu edecek bir mekanizma kurulmalıdır. Belediyede istihdama arpalık olarak bakılamaz. Çalışanlar emir kulu değildir. Çalışanlara saygıyı ancak herkes için geçerli, çalışma hak ve özgürlüklerine saygıyı sağlayan mekanizmaları inşa ederek gerçekleştirebiliriz. Bu çarkın çürüyen dişlerini değiştirelim ve evrensel prensiplere uygun mekanizmaları inşa edelim.”