Medyanın aslında bir toplumun aynası olduğunu ve yönlendiren değil, bilgilendiren olması gerektiğini vurgulayan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2. Başkanı Turgay Olcayto, "Ama bizde yönlendirmeyi üstlenmiş gibi görünüyor. Bu gelecek için, basın için büyük bir tehlike. Çünkü, halk bilgilenmeyi sağlayamıyorsa, o ülkede basın özgürlüğü yoktur. Basın özgürlüğü de kişinin şahsi özgürlüğü değildir. Basın özgürlüğü, gazetecinin özgürlüğü değil, basının bilgi alma özgürlüğüdür. Bugün medyanın halkı doğru bilgilendirdiğini sanmıyorum. Tam tersi, kafa karıştırılıcığı görüyorum" dedi.
Medyanın bir toplumun aynası olduğunu vurgulayan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2. Başkanı Turgay Olcayto, basının yönlendiren değil, bilgilendiren olması gerektiğini söyledi. Olcayto, "Ama medya bizde (ülkemizde) yönlendirmeci görevini üstlenmiş gibi görünüyor. Bu gelecek için, basın için büyük bir tehlikedir" dedi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Alman Konrad Adenauer Vakfı işbirliğiyle Mersin'de düzenlenen 'yerel gazetecilik semineri'nde konuşan Turgay Olcayto, 'gazetecilik nereye gidiyor?' sorusunun yanıtının çok zor olduğunun altını çizdi. Gazetecilikte çok zor dönemin yaşandığını belirten Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2. Başkanı Turgay Olcayto, 'Gazetecilik nereye?' üzerine yaptığı konuşmasında, "Bu zor dönemi atlatmada sendikal örgütlenme çok önemli. Ve bu örgütlenmenin gazeteciliği zenginleştiren yanı olacaktır. Bugün medya nereye gidiyor? Bakıldığında bölünmüş bir medya var. 'Yandaş medya', 'darbeci', 'darbe karşıtı' gibi nitelendirmeler bile var. Gazeteler bölünmüş. Bu da birinin 'ak' demesine, diğerinin 'kara' demesini getiriyor. İncir çekirdeğini doldurmayan geyik muhabbetleri ekranları kaplıyor. Amansız çekişme, atışma ve tartışma var..."
'Basın halkı yönlendiriyor'
60'a yakın katılımcı, MKÜ'nün İskenderun ve Antakya'daki Meslek Yüksekokulu'nun Basım Yayın Teknolojileri Bölümü öğrencisi olmak üzere, 206 kişinin katıldığı seminerde gazeteci ve gazeteci adaylarına seslenen Olcayto, konuşmasına şöyle devam etti: "Medya aslında bir toplumun aynasıdır. Ve yönlendiren değil, bilgilendiren olması lazım. Ama bizde yönlendirmeyi üstlenmiş gibi görünüyor. Bu gelecek için, basın için büyük bir tehlike. Çünkü, halk bilgilenmeyi sağlayamıyorsa, o ülkede basın özgürlüğü yoktur. Basın özgürlüğü de kişinin şahsi özgürlüğü değildir. Basın özgürlüğü, gazetecinin özgürlüğü değil, basının bilgi alma özgürlüğüdür. Bugün medyanın halkı doğru bilgilendirdiğini sanmıyorum. Tam tersi, kafa karıştırılıcığı görüyorum. Bunun son örneğini Ankara'daki patlayıcı yüklü kamyoda gördük..." dedi.
'Gazeteciliğe siyaset karıştırılmamalı'
Olcayto, "Hepimizin bir ideolojisi vardır. Ama gazeteciliğe gelindiğinde bu hiçbir zaman birbirine karıştırılmamalıdır. Siyaset çarkı, meslek içine girmemelidir. Gazetecilik budur" diye konuştu.
Türkiye'nin teknolojiyi çok hızlı aldığını ve bu alana büyük yatırımlar yapıldığını anlatan Turgay Olcayto, "Ama buna karşılık insana gerekli yatırım yapılmadı. Bugün insana yatırımda çok geç kaldık. Oysa iletişim dünyanın en önemli gerçeklerinden biri" diye konuştu.
'Gazetecilik emek işi'
Gazeteciliğin emek işi olduğuna dikkat çeken Olcayto, şunları söyledi: "Gazetecilik; mutfakta yetişmek, o kokuyu almak ister. Şimdi birileri 'serbest gazeteciyim' diyerek, bunları yaşamadan gazetecilik yaptığını söylüyor."
Seminerin açılış konuşmasını yapanlardan
Mersin Valisi Hüseyin Aksoy da gazetecilerin haberleri aktarmasının doğal olduğunu, ama haberi yorumlayarak aktarmaması gerektiğini belirtti. Aksoy, "Bu belirli sorumluluğu hep birlikte oluşturmalıyız" vurgusunu yaptı.
Ahmet Ünal ise meslek örgütlerinin bir yol haritası ve etiği olması gerektiğini söyledi. Medyanın kendi sorumluluğunu bilmesi ve kendisini geleceğe de hazırlaması gerektiğini anlatan Ünal, "Nasıl daha iyi gazeteci oluruz, diye bakmalıyız" dedi.