8gunhaber.com/etiket/son/" target="_blank">Son günlerde İstanbul’da yaşanan sel felaketinde yağmalama gibi olayların olmasında sosyo-ekonomik boyutunun 2001 yılında yaşanan krizden farklılıklar gösterdiğini belirten Elektrik Mühendisi Bülent Bozdoğan, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler; Evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar” sözüyle özetledi.
Son 8 yılda Türk toplumu nereye geldi?
2001’de yaşanan ekonomik kriz çok daha büyük olmasına rağmen halkın cebindeki para sosyal dayanışma, komşusu açken tok uyumama erdemiyle atlatılmıştı. 2001’de milletteki para devlete mi geçti? Sorusunu sorduran sel felaketindeki insanların davranışlarının, sosyo-ekonomik açıdan değerlendiren Elektrik Mühendisi Bülent Bozdoğan, Türk insanın bir çok önemli erdemini yitirmeye başladığını söyledi. Son 8 yılın yönetim anlayışının yarattığı bir dejenerasyon olduğuna vurgu yapan Bozdoğan, bu durumun dikkat çekici olduğunu söyledi.
Para milletten devlete mi geçti?
2001’de yaşanan ekonomik krizde Türkiye ve Arjantin arasındaki farkı ortaya koyarak değerlendirme yapan Elektrik Mühendisi Bülent Bozdoğan, o dönemde Türkiye’de hiç bir yağmalama olmazken cebinde parası olmayan Arjantin halkında yağmalama olduğuna vurgu yaparak şöyle dedi; “2001’de Türkiye’de para milletteydi, Arjantin’de ise para devlette.. O zamanlarda çok daha büyük bir kriz yaşarken, toplumsal yapı çok farklı bir boyuttaydı. Arjanti’nin 1 lirası 1 ABD dolarına eşitken, ABD doları 1 milyon 800 bin Tl yapıyordu. O dönemde Türkiye’de yağmalama olmadı ama Arjantin’de oldu. Türkiye’nin Müslüman bir ülke olması sosyal dayanışmayı beraberinde getirdi ve olan olmayanla paylaştı. Diğer bir deyişle komşusu açken tok yatmak mümkün değildi. O zamanlar Türkiye’de yağmalama olmazken, 2009’da kriz var ve sel felaketi var. 8 yılda ne değişti de komşusu açken tok yatmayan bir millet, felaketin tam ortasında komşusunun sele kapılmış, sulara gömülmüş malını yağmaladı? İslami anlayışımızda, yardımlaşma ve dayanışma ahlakımızda değişme mi oldu yoksa milletteki para devlete mi geçti? Her ikisi de belli manada görülüyor. İnsanlar çaresizlik içerisinde dayanışmadan yoksun, yağmalama yapılıyor. 8 yıl içerisinde uygulanan yardımlaşma; Kömür, erzak paketi dağıtımı, insanları tembelliğe, emeksiz geçime, hazırcılığa alıştıran bir yapı oluşturdu. Bu da paranın milletten devlete geçtiğini ortaya koyuyor. Türk ve İslam ahlakının yardımlaşmacı, komşusu açken tok uyumanın mümkün olmadığı erdemleri yok etti. İstanbul’da yaşanan sel felaketinde de yaşandığı gibi İnsanlar, çalma, yağmalama, dilenme gibi olaylara doğal bakmaya başladılar.”