“İşçiler, yılın başında aldığı maaşı, takip eden aylarda bir daha asla alamıyor. Yılın başı ile sonunda alınan maaşlar arasında ise ciddi farklar var” diyen Genel Başkan Değirmenci, “Maaşlardaki vergi dilimi uygulaması çalışan kesimin adeta kanayan yarası gibidir. Bizler bu ülkenin yerli ve milli sendikası olarak her zaman üyelerimizle birlikte devletimizin yanında olmayı bir görev ve şeref bildik. Bu nedenle ‘hiç vergi vermeyelim ya da bizlerden hiçbir şekilde kesinti yapılmasın’ diye bir beklentimiz asla olmamıştır. Vatanını, milletini seven işçiler olarak vergimizi vermekten onur duyarız. Fakat bu vergi uygulamasının makul bir seviyede olması gerektiği, işçinin bu vergi yükünü kaldırmakta artık zorlandığı bir gerçektir. Çalışma Bakanlığımızdan ve Sayın Cumhurbaşkanımızdan bu konuda acil ve adil bir çözüm bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Konuyla ilgili Genel Başkan Değirmenci açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Bu ülkenin gelişmesine, büyümesine, şahlanmasına, elbette ki bizlerden kesilen vergilerle katkı sunacağız. Fakat ‘çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması gerektiği ilkesi’ mutlaka ama mutlaka, uygulamaya konulmalıdır. Düşük ücretler nedeniyle, geçim sıkıntısı yaşayan işçinin, vergilerle daha fazla belinin bükülmesine, artık izin verilmemelidir. Kriz çığırtkanlarına ve dövizdeki artışı bahane ederek her şeye zam yapan fırsatçılara inat, devletimiz işçisine sahip çıkmalıdır. Bizim devletimiz büyük bir devlettir ve gücü tartışılmazdır. Dolayısıyla devletimizin, eğer isterse, vergi dilimi uygulamasını da, adaletli bir sisteme dönüştürebileceğini iyi biliyoruz. Devletimizden en büyük beklentimiz, adaletli bir vergi sisteminin acilen uygulamaya konulmasıdır.”
Mevcut Sisteme ‘DEVAM’ Demek Kolaycılık Olur
Çalışma hayatının bir diğer kanayan yarasının ise kıdem tazminatı olduğunun altını çizen Değirmenci, “Mevcut kıdem tazminatı uygulamasında, özellikle özel sektörde işçilerin büyük çoğunluğu çeşitli gerekçelerle kıdem tazminatı alamıyor. İşçileri mağdur eden bir sisteme ‘devam’ demek, kolaycılıktan başka bir şey değil. Burada yapılması gereken kazanılmış olan kıdem tazminatı hakkının, yeni düzenlemelerle iyileştirilmesidir. Bu konuda eksikliklerin giderilmesi, boşlukların doldurulması, işçiyi mağdur eden sistemin devlet güvencesiyle bir fon sistemine dönüştürülmesi en akılcı yoldur. Kıdem tazminatıyla ev veya araba alan, çocuğuna yuva kuran, hayallerini gerçekleştirmeyi umut eden işçinin, bu umutları karartılmamalıdır” diyerek kıdem tazminatı konusunun işçilerin lehine bir an önce çözüme kavuşturulması gerektiğini dile getirdi.