Skip Navigation Links

Haksızlıkların Hesabı Mutlaka Verilecek!

Türk Eğitim Sen Hatay 2 Nolu Şube Başkanı Ahmet Akça yazılı bir açıklama ile Hükümetin, kamudaki ücret dengesizliğini ortadan kaldırmak için çıkardığı

Dünya   A+a-

 
Türk Eğitim Sen Hatay 2 Nolu Şube Başkanı Ahmet Akça yazılı bir açıklama ile Hükümetin, kamudaki ücret dengesizliğini ortadan kaldırmak için çıkardığını iddia ettiği KHK’nın büyük eşitsizliklere yol açtığını söyledi.
Akça açıklamasında: “Herkesin bildiği gibi denge tazminatı, Türkiye Kamu-Sen’in mücadelesi sonucunda hayata geçirilmişti. Şimdi ise 2008 yılında vardığımız mutabakat gereğince yapılan bir düzenleme ile karşı karşıyayız. 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname de önceki örneklerinde olduğu gibi tek taraflı olarak, kapalı kapılar ardında, Türkiye Kamu-Sen’den kaçırılarak hazırlanmıştır. Eşit işe eşit ücret uygulamasının fikir sahibi, talep sahibi ve takipçisi Türkiye Kamu-Sen’dir. Nereye kaçırırsanız kaçırın karşınızda bizi bulacak; yaptığınız haksızlıkların hesabını mutlaka vereceksiniz!
Hükümetin, kamudaki ücret dengesizliğini ortadan kaldırmak için çıkardığını iddia ettiği bu KHK büyük eşitsizliklere yol açmıştır. Bu düzenlemede, üst düzey yöneticilere yüksek, bazı devlet memurlarına da daha düşük oranlarda ek ödeme yapılırken pek çoğunda da herhangi bir artış söz konusu olmamıştır.
Memurların büyük çoğunluğunun ek ödeme oranlarında ya hiç artış yapılmamış ya da ele geçen ücretleri düşmüştür. Böylelikle bir öğretmenin maaşı 1600 TL dolayında bırakılarak, kamudaki en düşük maaş seviyelerine getirilmiştir. Geleceğimizin teminatı olan, çocuklarımızı ellerine teslim ettiğimiz öğretmenlerimize, öğretim görevlilerine yapılan bu ayrımcılık, siyasetin eğitime bakışını da ortaya koymuştur. Bu ülkenin çimentosu olan öğretmen, akademisyen ve diğer personelimizin eşit işe eşit ücret düzenlemesinde yok sayılması kabul edilemez. Zamlardan, artan enflasyondan, hayat pahalılığından etkilenen kesimlerin başında gelen öğretmenler, akademisyenler, din görevlileri, sağlık çalışanları, güvenlik personeli ne bu ülkenin kalkınmasından pay alabilmekte, ne de yapılan iyileştirmelerden faydalanabilmektedir. Yıllardır öğretmen ve akademisyen maaşlarında herhangi bir düzenleme yapılmadığı gibi, ek ders göstergelerinde de tek bir puan artış sağlanmamıştır. Üst düzey yöneticiler 759 TL ek ödeme alırken, 1 milyon 400 bin memurumuzun ek ödemelerinde artış yapılmamasını, maaşlarının yerinde saymasını, yüzde 3’lük, yüzde 4’lük zam oranlarına mahkûm edilmesini protesto ediyoruz.
Ayrıca çalışanlarının haklarını korumayan, onlar için hiçbir girişimde bulunmayan, hükümete baskı yapmayan kurumları da kınıyoruz. Bu durum Türkiye’nin dört bir yanında, ağır koşullarda, fedakârca çalışan kamu görevlilerimize vurulmuş bir darbedir. Bu da yetmiyormuş gibi en yüksek artışlar, daire başkanı ve üstü unvanlara yapılmış; bu kesimde görev yapanların ücretlendirme sistemi değiştirilerek, düşük maaş alan memurlarla yüksek maaş alanlar arasındaki makas daha da açılmıştır. Yani az alana az; çok alana çok artış yapılmıştır.
Bununla birlikte, ısrarla üzerinde durduğumuz, kamu görevlilerine yapılan tüm ödemelerin emekliliğe sayılması konusu da görmezden gelinmiştir. Ek ödemelerden damga vergisi hariç hiçbir kesinti yapılmayacak olması, bu ödemelerin emekliliğe yansımayacağı ve kamu görevlilerimizin emekliliklerinde mağduriyet yaşayacağı anlamı taşımaktadır. Kaldı ki, bu uygulama ile bir daire başkanının ücretinin yaklaşık %45’i, en düşük dereceli bir memurun ise maaşının yaklaşık %30’u emekli keseneği dışında bırakılmakta ve kamu görevlilerimiz emekliliklerinde, %50 ile %60 arasında değişen oranlarda gelir kaybına uğratılmaktadır.
Gecikmiş adalet, adalet değildir. Bir an önce bu düzenleme ile ilgili aksaklıklar, bizlere danışılarak giderilmeli ve kamuda gerçek adalet sağlanmalıdır. Kamu görevlilerinin beklentilerine daha fazla geç kalınmadan cevap verilmelidir. Özellikle öğrettiği her harf için kırk yıl köle olunası öğretmenlerimize ve öğretim görevlilerimize yapılan bu ayrımcılık ve adaletsizlik asla hoş görülemez. Bir nesil yetiştirerek, değer biçilemeyecek bir mesleği icra edenlerin, emeklerine verilen değer bu olmamalı; öğretmenlik gibi kutsal bir meslek bu kadar hafife alınmamalıdır. Başta öğretmen ve öğretim görevlilerimiz olmak üzere, kamu görevlileri kendilerine yapılan bu haksızlığı asla unutmayacak, hesabını mutlaka soracaktır. Siyasilerin kamu çalışanlarını aldatmaya, karmaşık düzenlemelerle haklarını ellerinden almaya kalkışmasını kınıyoruz. Ayrıca; Memur Sen Bursa İl Temsilciliğini ziyaret eden Bakan Bülent Arınç, demokrasimiz ve sendikacılığımız adına bir konuşma yapmıştır. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, birkaç gün önce de, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in öğretmenlere şahsiyet kazandırmak istediği ve çalıştığı doğrultusunda bir açıklama yaparak, öğretmenlere hakaret etmişti.
Arınç’ın bu açıklamasına cevap veren Türk Eğitim Sen, Arınç, öğretmenlerden özür dilemezse kendisini öğretmen düşmanı ilan edeceklerini açıklamış, Arınç’ı kendine gelmeye davet etmişti. Öğretmenlere yapılan bu hakarete diğer sendikaların, bilhassa Hükümete yakınlığı ile meşhur bir sendikanın sessiz kalması da öğretmenler tarafından yadırganmıştı.
Öğretmenlere yaptığı hakaret sonrasında, Türk Eğitim Sen’in uyarısına rağmen özür dilemeyen Arınç, Bursa’da Memur Sen il Temsilciliğini ziyaret ederek, kendisini eleştiren Türk Eğitim Sen’in de etkisiyle olsa gerek, Memur Sen’i göklere çıkaran diğer sendikaları yerden yere vuran, yeni bir skandal açıklama daha yapmış bulunmaktadır. Memur Sen Bursa İl Temsilciğinde bir kişinin de, Arınç’tan öğretmenlere yönelik açıklamasını düzeltmesini istememesi de sendikacılık adına bir başka skandaldır. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı bu açıklamalarından dolayı kınıyoruz” dedi. 
 
 

Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
ramazan bayrami 
son gelişmeler
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet