Hatay'ın İskenderun ilçesindeki Hacı Pervin Tosyalı Sevgi Evleri ve Çocuk Yuvası'nda kalan 7 çocuğa yönelik 2013 yılında yaşanan fiziksel şiddet ve psikolojik baskı uyguladıkları iddia edilen 3 kişi, 2 bakıcı anne ve suçu zamanında bildirmediği için 1 erkek (N.A, N.Ç, E.T) hakkında İskenderun 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde karar duruşması yapıldı.
Görülen dava sonunda, sanık N.Ç'ye TCK’nın 62. Maddesi gereğince 1/6 oranında indirilmesine ve bu suçtan 7 kez 2 Ay 15 Gün hapis cezası, sanık N.A'ya 4 kez 2 Ay 15 Gün hapis cezası, sanık E.T’ye 5 Ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hükmün açıklamasının ise geri bırakılmasına karar verildi.
Kararın açıklanmasının ardından mağdur çocukların avukatlarından Av. Alper Ermisket, karardan dolayı son derece şaşkının olduklarını belirterek, “Mahkeme dosyayı işkence olarak nitelendirmedi, devletimiz bu çocukları korumak zorundaydı. Biz bu dosya da sınıfta kaldığımızı düşünüyorum” dedi.
Bu davanın yıllardan beri devam ettiğini, bu zamana kadar gerekli bilgiler ve belgeler toplandığını söyleyen Av. Ufuk Nural, “Olay yerinde keşif yapılmış, çocuklar pedagog huzurunda defalarca ifadeleri alınmıştır. Çocukların işkenceye, hakarete uğradıkları, karanlık odaya kilitlendikleri, ifadelerinde yer almıştır. Bizlerin talebi sanıkların, işkenceden, hakaretten, tehditten, hürriyeti alıkoymadan, cezalandırılmasıyla ilgili talepte bulunduk” dedi.
Olayın İskenderun Tosyalı Sevgi Evlerinde olduğunu söyleyen Av. Alper Ermisket, “7 ayrı çocuğa yönelik şiddetin bizim iddiamıza göre işkence, iddia makamının iddiasına göre eziyet suçunu oluşturmaları açısından bir takım olaylardı vardır. Dosya kapsamına baktığınızda işkenceler çok sabitti. İşkence yerleri çok sabitti. Çocuklarımız altlarına kaçırdıkları için, öğretmenleri tarafından karanlık odalarda bekletiliyorlardı. İşkenceyi sadece fiziki olarak düşünmeyin bunu. Sistematik işkence de söz konusu idi. Sistematik olarak bu çocuklar sürekli olarak her gün bir tanesi olmak üzere, karanlık odalarda bekletildi. Fakat mahkeme dosyayı işkence suçu olarak nitelendirmedi. Ceza olarak da bu sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, yani 5 yıl boyunca bir suç işlemezler ise bu sanıklar hakkında bu dosya ortadan kalkacaktır. Baktığınız zaman bizim devletimiz bu çocukları korumak zorundaydı. Fakat biz bu dosya da sınıfta kaldığımızı düşünüyoruz. Hem devlet olarak ve hem de vatandaşlık görevi olarak. Bu çocuklar dayak yediler, şiddete maruz kaldılar. Bu çocukların öğretmenlerine iftira atmaları gibi bir durumda söz konusu değildi. Bu çocukların her biri küçük ufak ufak çocuklardı. Yani ilköğretim yaşlarında bile değildiler. Bu çocuklar anne ve babasız olarak bu yurtta kaldılar. Annesiz ve babasız olarak devlete bırakıldılar. Fakat eğitim yurtlarındaki kurumlardaki çalışanlara biz kendimiz yeterli eğitimi veremediğimizden dolayı bir takım sıkıntılar oldu. Bundan sonra yapabileceğimiz bir şey kalmadı. Bir üst mahkemeye müracaatımızı yapacağız. Ama artık bu dosya kapanacak.” dedi.
