201.hizliresim.com/t/u/244ur.jpg" alt="" />
HATAY İL Sağlık Müdürü Mustafa Kiremitçi, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünyada her yıl yaklaşık 500 bin yeni lepra (cüzam) vakasının tedaviye alındığını belirtti.
Kiremitçi, Dünya Cüzzam Haftası dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, haftanın amacının, toplumun cüzzam ve cüzzamlıya karşı oluşan yanlış inançlardan, bilgisizlikten kaynaklanan korkularını önleyerek cüzzam hastalığının erken teşhis edilmesinin sağlanması, dünya standartlarında uygun bir şekilde tedavisi ve izlenmesiyle hastaları topluma kazandırmak olduğunu duyurdu.
Ülkemizde 2 bin 500 cüzzamlı var
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre dünyada her yıl yaklaşık 500 bin yeni lepra vakasının tedaviye alındığını belirten Kiremitçi, “Lepraya bağlı olarak çeşitli sekel ve sakatlıklar oluşmaktadır. Ancak etkin tanı ve tedavi yöntemleri sayesinde günümüzde lepraya bağlı ağır sekeller önlenebilmektedir. Ülkemizde kayıtlı lepralı hasta sayısı 2 bin 500 civarındadır. Son yıllarda yapılan taramalarda tespit edilen hasta sayısında azalma görülmektedir” dedi.
Lepra sosyal bir hastalıktır
Lepralı hastaların ilk tedavilerinin İstanbul, Ankara ve Elazığ illerinde bulunan lepra hastanelerinde yapıldığına dikkat çeken Kiremitçi, “Takipleri ise illerde aile hekimleri ve Toplum Sağlığı Merkezleri tarafından yürütülmektedir. Hastaların tedavi giderleri Sağlık Bakanlığı tarafından ücretsiz karşılanmaktadır. Lepralı sosyal bir hastalıktır .Lepralı hastalar bizim toplumumuzun insanlarıdır. Onlarla ilişkiyi kesmek ve onları toplum dışına itmek yerine, ihtiyaçları olan anlayışı, yakınlığı, destek ve sevgiyi göstermek önde gelen bir vatandaşlık görevidir” dedi.
Tanı koymak güç
“Lepra, Temel Sağlık Hizmetleri olarak özetlediğimiz, koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerinin hedefe ulaşması ile yakın zamanda dünyada ortadan kaldırılacağına inandığımız bir hastalıktır” diyen Kiremitçi, “Cüzzam hastalığının oluşması için iki koşulun bir arda bulunması gerekmektedir. Birincisi; Lepra mikrobuna karşı doğal bağışıklığın bulunmamasıdır. İkincisi; Dışarıya basil çıkaran aktif durumda bir hastanın olması ve onunla süreli ve çok yakın temas halinde olmaktır. Buluşma genellikle aynı aile içindeki büyüklerden 10-11 yaşına kadar olan çocuklara yönelik olarak ortaya çıkmaktadır” dedi.
Kiremitçi ayrıca, hastalık belirtilerinin mikrobun vücuda girdikten 2-7 yıl sonra ortaya çıktığını. Bu nedenle tanı koymanın güçleştiğini belirtti.