Skip Navigation Links
Enerjisa-Toroslar

“Taksim Manifestosunu Onaylıyorum”

Samandağ Chp Kadın Kollarından Taksim Manifestosu İmza Kampanyasına Destek

“Taksim Manifestosunu Onaylıyorum”

Gündem   A+a-

 Samandağ Chp Kadın Kollarından   Taksim  Manifestosu İmza Kampanyasına  Destek
 
  Samandağ CHP Kadın Kolları  Abdullah Cömert alanında basın açıklaması gerçekleştirerek “Taksim Manifestosunu Onaylıyorum” başlıklı  imza kampanyasına destek verdiğini açıkladı.Basın açıklamasına  CHP İl Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Hülya Nehir, CHP İlçe Başkanı İbrahim Aydoğan,CHP Hatay İl Başkan Yardımcısı Ahmet Bozoğlan ,CHP Samandağ Kadın Kolları Başkanı Sevcan Toprak,CHP Samandağ Kadın Kolları İlçe Sekreteri Dilara  Bayır Kahlıoğulları ,  CHP il Yöneticileri,CHP İlçe Yöneticileri, Belediye Meclis Üyeleri,Meltem Ahraz Nural,Dilek Süslü Asiırmak,Nazire Berigel , Adil Nural  ve partililer katıldı.    
 
 CHP İl Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Hülya Nehir konuşmasında:”15 Temmuz 2016 Gecesi yaşanan darbe girişimi sonrası Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun 24 .08.2016 günü taksim meydanında açıkladığı “Taksim Manifestosu’nun   Türkiye’nin bütün il ve ilçelerinde 22 ağustos-22 Eylül 2016 tarihleri arasında “TAKSİM MANİFESTOSU’nu onaylıyorum başlığı altında imza kampanyası başlatılmasına ,bu kampanyanın Kadın Kolları Genel Başkanlığına gönderilmesi ile ilgili basın açıklaması yapıyoruz.  Dün 1 Eylül Dünya Barış Günü idi.Yaşar Kemal’in dediği üzere dağlar,insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa ,şimdi en güzel şiir barıştır diyoruz. Savaş açlık, yoksulluk,taciz tecavüz,göç demektir. Savaş ailelerin çocuklarını  300-400 tl gibi fiyatlarla dedeleri yaşındaki insnalara,ikinci üçüncü eş olarak vermek demektir. Savaş yer altı ve üstü kaynakların talan edilmesi ve ülkelerin tarihinin geçmişlerinin yok edilmesi demektir. Halkın geleceksizleştirilmesi demektir.Bu yüzdendir ki her daim savaşa hayır barış hemen şimdi diyoruz.”dedi                         
           
CHP Samandağ İlçe Kadın Kolları Başkanı Sevcan Toprak tarafından  okunan açıklamada:”Değerli dostlar, bildiğimiz gibi dün 1 Eylül Dünya Barış Günü’ydü. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde içimizdeki barışın asla tükenmemesi, tüm yaşam alanlarımızda, Ortadoğu’da  ve dünya savaşlarının yaşandığı her yerde ; silah seslerinin susmasını,gözyaşlarının dinmesini diliyorum.”
 
              “Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Artvin-Şavşat yolu  Soğuksu bölgesinde planlı bir suikaste uğradı.Bu ülkede kimsenin güvende olmadığının mesajını vermek, mezhebi ve etnik temelli çatışmaları kışkırtmak amacıyla yapıldığı aşikar.Bu saldırıyı yapanları lanetliyor, şehit askerimize de Allah’tan rahmet diliyoruz.”
 
            “ 15 Temmuz’da darbe girişimi gerçekleştiren FETÖ terör örgütünün bu kadar büyüyüp palazlanmasının koşullarını bu hükümet sağlamadı mı? Öğrencilere bilerek yurt yapmayıp öğrencileri cemaat yurtlarına mahkum eden bu hükümet değil mi? Devlet yönetmek yerine ‘devlet olma’ sevdasına düşüp liyakatı yok sayan ,demokrasiyi kenara iten bu anlayış, bugün bu yaşadıklarımızın sebebidir. “
 
               “  FETÖ üyelerini devlete yerleştirenleri ortaya çıkarmak TBMM’nin görevidir. Darbeciler gibi onlara imkan verenler de yargılanmalıdır.”
 
             “   Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun  Taksim mitinginde ‘TAKSİM MANİFESTOSU’ adı altında bize duyurduğu 10 maddelik metni onaylıyor ve buradan tekrar okuyoruz.”
 
“1- 15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış ama bombalar altında parlamento darbeyi püskürtmüştür. Bu girişimin sorumlularını kınıyor ve lanetliyoruz.
2- Bütün siyasal partiler darbe girişimine karşı çıkmış, demokrasi konusunda Türkiye'de tartışmasız bir ortak payda oluşmuştur.
3- Her türlü darbeye karşı çıkmak tüm demokratların demokrasiden yana olanların bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman ne darbe, ne dikta, yaşasın tam demokrasi demeliyiz.
4- Darbe girişimi, halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam kazanmıştır.
5- Demokrasimizin teminatı olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.
6- Bu darbe girişimi anayasada, yasama, yürütme ve yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin, demokrasideki denetleme işlevinin güvencesi olduğunu ortaya koymuştur.
7- Balyoz, ergenekon gibi davalarda mağdur edilen insanların itibarlarının iadesi bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır.
8- Girişim, devlet yönetiminin liyakata dayanması gerektiğini ortaya koymuştur. Devletin yapılanmasında, bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır. Devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz.
9- İnancı, kimliği, yaşam tarzı ne olursa olsun, bu ülkenin güzel insanları, bu ülkenin meydanlarında özgürce gezebilmelidir. 15 Temmuz darbe girişimi, 3. sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur. Bu ülkenin insanları özgürlükçü demokrasiye layıktır. Türkiye darbe hukukundan arınmalıdır.
10- Devlet kinle, öfkeyle, ön yargıya yönetilmez. Girişimde bulunanlar, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınarak yargılanmalıdır. İşkence, kötü muamele, tehdit, devleti darbecilerle aynı duruma düşürür. Buna izin verilmemelidir.”
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
son gelişmeler
öne çıkanlar