Böbrek Taşı Kırmada Yeni Yöntem
Özel Palmiye Hastanesi’nde Böbrek Taşları Artık Lazer İle Kırılıyor.
Böbrek taşını kırmada kansız yeni yöntem...
Özel Palmiye Hastanesi Üroloji Uzmanı Operatör Doktor Yusuf Diker, yaptığı açıklamada, böbreklerdeki taşların 25 yıl öncesinde açık cerrah ile ameliyat yapılarak alındığını ancak son yıllardaki teknolojik gelişmeler sayesinde yeni tekniklerin kullanıldığını, komplikasyonların görülme sıklığının azaldığını söyledi.
Dr. Diker, böbrek taşı cihazlarının yardımıyla kırılamayan ya da büyük olduğu için kırılmaması gereken taşların da kapalı böbrek taşı ameliyatı olan ''Perkütan Litotripsi'' ile yapılabildiğini belirtti.
Böbrek içindeki 1–1.5 santimetre büyüklüğündeki taşlar, İskenderun Özel Palmiye Hastanesi’nde Türkiye'de yeni uygulanmaya başlanan ve açık cerrahinin yerine geçen, kesi yapılmadığı için kanamaya yol açmayan ''Fleksibil Üreteroskopi Lazer (FURLAS)'' yöntemiyle yok ediliyor.
Kalp sorunu olmayan ve anestezi alabilen her yaş grubundaki hastaya uygulanabilen yöntem için Özel Palmiye Hastanesi Üroloji Uzmanı Operatör Doktor Yusuf Diker, yaptığı açıklamada, böbreklerdeki taşların 25 yıl öncesinde açık cerrah ile ameliyat yapılarak alındığını ancak son yıllardaki teknolojik gelişmeler sayesinde yeni tekniklerin kullanıldığını, komplikasyonların görülme sıklığının azaldığını söyledi.
Üroloji uzmanı Dr. Yusuf Diker, lazer cihazının özellikleri hakkında şu bilgileri verdi:
“Holmium YAG lazer olarak isimlendirilen ileri teknoloji bir lazer çeşididir. Bilinen en güçlü ve en güvenli taş kırma cihazıdır. Böbrek ve idrar yolları taşlarının tedavisinde kullanılmaktadır. Taşın büyüklüğü ve sertliği önemli değildir. İşlem taşa ulaşıldıktan sonra çok kısa sürede gerçekleşmektedir. Kanamasızdır, hastaya hiçbir zarar vermez ve işlem sonu ağrı yok denecek kadar azdır. Hastanemizde de yeni cihazımızla böbrek taşları, idrar torbasındaki taşlar ve üreter dediğimiz böbrek ile idrar torbası arasındaki ince idrar kanalında sıkışmış taşların tedavisinde başarılı bir şekilde yapılmaktadır. Ayrıca bazen idrar yollarındaki darlıklar taşa ulaşmayı zorlaştırabilir. Lazer ile darlıkları açma şansına sahibiz. Özellikle böbreğe yakın idrar kanalı taşları ve büyük taşları kırmak zordur. Lazer burada da diğer yöntemlere üstünlük sağlıyor. “
Dr. Diker, böbrek taşı cihazlarının yardımıyla kırılamayan ya da büyük olduğu için kırılmaması gereken taşların da kapalı böbrek taşı ameliyatı olan ''Perkütan Litotripsi'' ile yapılabildiğini belirtti. Bu yöntem uygulanırken iğne ile böbreğe girildiğini ifade eden Diker, ''İçeriden konulan kılavuz teller vasıtasıyla bu yol genişletilir, böbreğin içi net olarak görülür ve özel aletle böbreğin içerisindeki taş kırılır ve boşaltılır'' dedi.
Kapalı böbrek ameliyatının hem hekim hem de hasta açısından çok avantajlı olduğunu vurgulayan Dr. Yusuf Diker, ''Bu teknik sayesinde kanama riski çok az, kesi yapılmadığından fıtıklaşma görülmüyor, hastanın hastanede yatış süresi çok kısalıyor. Böbreğin içi çok net olarak görüldüğü için operasyonlardan çok daha başarılı sonuçlar elde ediliyor'' diye konuştu.
Taşların böbrek dışında kanala girmesi halinde ise yine hiç kesi yapılamadan ''Üreteroskopi'' yöntemi uygulandığını belirten Dr. Diker, ''Hastaya hiç kesi yapılmadan kanala girilir, taşın bulunduğu yer tespit edilir ve taş lazerle kırılır. Böylece taş bölgeden tamamen temizlenir'' diyerek, Neden bu yöntemi tercih ettikleri ve avantajları konusunda da şu bilgileri verdi:
“ RIRS (Retrograd intrarenal cerrahi) avantajları çoktur. Genel anestezi gerektirmez. Hasta daha çabuk ayağa kalkar, ayrıca ameliyat olamayacak yaşlı, kalp hastası, nefes darlığı olan hastalarda hatta hamilelerde bile spinal, epidural ya da seçilmiş vakalarda sedasyon ile lokal anestezi altında uygulanabilir. Böbreğe doğal idrar yolundan girildiği için vücutta yara izi olmayan tek yöntemdir. Böbreğe zararı yok denecek kadar azdır ve fonksiyon kaybına yol açmaz. Hayatı tehdit eden kanama riski yoktur. Pelvik böbrek, Atnalı böbrek gibi doğumsal böbrek anomalisi olan hastaların böbrek taşı tedavilerinde en etkili ve en kolay yöntemdir. Üreter denilen ince idrar kanalındaki taşların endoskopik ameliyatlarında 'push back yani taşın böbreğin içine kaçması durumu' ürologların çok sık karşılaştığı bir komplikasyondur, doktorun yapacağı bir şey kalmaz ve ameliyatınız sonlandırılır. Ayrı bir zamanda farklı bir tedavi yöntemine geçilir. Fakat RIRS yöntemi uygulayan bir klinikte bu sorun değildir. Hastanın pozisyonu dahi değiştirilmeden aynı anda fleksibıl üreterorenoskop ile böbreğin içine girilir, kaçan taş böbreğin içinde bulunup laserle kırılarak problem çözülür. Hasta ve hekim içinde büyük bir avantajdır. Üreterin üst ucuna yani böbreğin yakın kısmına yerleşmiş taşların tedavisi zordur. ESWL yani taş kırma cihazının etkinliği düşüktür. RIRS bu taşların tedavisinde en etkin yöntemdir. Kliniğimizde %100 'e yakın başarı ile uygulanmaktadır. Çocuklarda böbrek taşı tedavisinde çok etkilidir.2 yaş üstü çocuklara rahatlıkla uygulanabilir. Tek böbrekli hastalarda böbrek taşı tedavisi olarak en güvenli yöntemdir. İki böbreğinde de taş olan hastalarda aynı seansta iki böbreğe de uygulanabilir. Kanama olmadığı için ve vücutta kesi veya delik açılmadığı için hasta sarsılmaz çabuk ayağa kalkar, 8–12 saat içinde taburcu olabilir. Ayrıca çalışma hayatına daha çabuk döner. Diğer yöntemlerle kıyaslarsak da; PCNL (perkütan) yönteminde de prensip böbreğin içine girmektir. Fakat PCNL 'de skopi eşliğinde vücut dışından girip böbreği delerek içine girilebiliyor. Tabi bu da durdurulamayan şiddetli kanama, büyük organ (KC, Dalak, Akciğer) ve damar yaralanması, böbrek fonksiyon kaybı, böbrekten dışarıya idrar sızması (fistül) gibi riskleri beraberinde getirmektedir. Ayrıca genel anestezi gerektirir ve hasta uzun süre ameliyat masasında yüzüstü yatar ki bu nefes darlığı olan hastalar için risk faktörüdür. Ayrıca hasta ve ameliyat ekibi uzun süreli skopi nedeniyle radyasyon ışınına maruz kalırlar. “
Böbrek taşının büyüklüğü ve sayısının ESWL dâhil bütün tedavi yöntemlerinde sonucu etkilediğine vurgu yapan Dr. Diker, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Örneğin PCNL 'de büyük taşlarda sandviç yöntemi denilen bir tedavi şekli var, yani önce 1. seans PCNL sonra ESWL ve ardından yeniden 3.seans PCNL RIRS bu konuda da üstünlük taşıyor. Çünkü uygulanması çok pratik olduğu için 2.seans daha rahat göze alınabilir. Bir de RIRS; ESWL dahil diğer yöntemlere göre en ağrısız yöntemdir. Ameliyat sonrası 1–2 gün böbrek bölgesinde nadiren ağrı olabiliyor fakat ağrı kesicilerle çok rahat kontrol altına alıyoruz.”
Dr. Diker, yeni cihazın hastaneye alınmasıyla birlikte hastalara daha az zahmet ve daha uygun koşullarda bu hizmeti sunabildiklerini, il dışından da çok sayıda hastanın geldiğini söyledi.