Skip Navigation Links

Hala Yanıyor Madımak Oteli..

İskenderun Alevi Kültür Merkezi Cem Evi Sivas Katliamının 23. yılında anma töreni düzenledi.

Hala Yanıyor Madımak Oteli..

Gündem   A+a-

Düzenlenen törende şu ifadelere yer verildi:
 Sivas Katliamı’nın üzerinden 23 yıl geçti. O dönem doğanlarımız dahi bugün yetişkin bireyler oldu. Bir koca zaman... Acılarımız hakikat ve adalet arayışımızsa hala taze. Hala yanıyor Madımak Oteli. Ve dostlarımızın ‘yardım edin’ çığlıkları kulaklarımızda çınlıyor. 
     Bir önceki anmadan bugüne ne çok şey değişti farkında mısınız? Türkiye, insan hak ve özgürlüklerinin yok edildiği; kişilerin hürriyetinden yoksun bırakıldığı; savaşın ve ölümlerin arkasının hiç kesilmediği, kesilmesinin istenmediği, katliamcı devlet geleneğinin devam ettiği; hukukun birkaç kişinin çıkarlarını korumaktan başka bir fonksiyonunun kalmadığı; fiili olarak bir başka dünya tasavvurunun inşa edildiği, kötüye giden bir dönemi yaşamaktayız. Yasama, yürütme, yargının tek bir adamda birleştiği ve o tek adamın da kendini koruyacak, muhalefetin soluğunu kesen, tekleştirilmiş, fiili bir sistem yaratma gayreti içinde, ateş çemberine döndürülen bir ülke haline geldik. 
     Alevilerin yoğun yaşadığı bölgelere mülteci kampları kurulması, Alevi köylerinde kullanılmayan boş evlerin saptanarak ilgili mülki amirliğe bildirilmesi, Alevi bölgelerinin demografik yapısının değiştirilmesi, Alevi tehciri anlamını taşır. AFAD kamplarında meydana gelen cinsel saldırılar, insan ve organ kaçakçılığı, mülteci kamplarının cihatçılar tarafından karargâh olarak kullanılması, Alevi yoğunluklu bölgelere kurulacak kampların amacı konusunda bizleri kuşkuya düşürmektedir. Uygulanan bu politikanın ülkenin bir bütün olarak Alevisizleştirilmesi projesinden başka bir anlamı yoktur. 
          Bu devlet aklı, bu gün hala tekçi söylemleriyle, farklılıkları zenginlik değil’de öteleyici, ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı yaklaşımla asimilasyoncu politikalarını sürdürmeye devam etmektedir. İktidarlaşan siyasal İslam bu gün devletin bütün imkanları ideolojik bakış açıların hizmetinde kullanan Akp iktidarı gün geçtikçe hukuk tanımaz anlayışını sergilerken, Maraş’ta Sivas’ta ve Dersim’de insanlıktan nasibini alamayan, Ortadoğu Coğrafyası’nda  Ezidilerin, Kürtlerin, Alevilerin katledilmesine fetvalar çıkaran,  Allahu ekber nidalarıyla kafaları kesen insanları tıpkı Sivas’ta olduğu gibi demir çağlar arasına koyarak yakan Elkaideci, Elnusraci ve İşid çetelerinin yerleşip barınacağı tartışmasız iken,  sözde mülteci kampları adı altında kamplar inşa ederek gelecekte yeni Çorum, Maraş ve Sivas benzeri  katliamların olmasının adeta zeminin şimdiden  hazırlamaktadırlar.                                                                                     
     Geçtiğimiz son bir yılda yıkımın ve savaşın en acısını yaşadık, yaşıyoruz da hala. En güzel insanlarımızı uğurladık tıpkı Sivas’ta 33 yürek ağrımızı uğurladığımız gibi. Ortadoğu’da Humus, Lazkiye, Tartus kanıyor hala. Ve ne yazık ki Aleviler kırılırken, bir kavim gözlerimizin önünde yok edilirken BM dahil hiçbir kurumun bu alçakça saldırılara karşı duruşunu göremiyoruz. Kürt bölgesinde Sur, Silopi, Cizre ve Nusaybin de hala Madımak’ın dumanı tütüyor. Kadim şehirler, yaratılan kültür varlıkları yerle bir ediliyor. Kürt illerinde, bir çok yerde yakılıp yıkılan şehirler, tepkisini dile getirdiklerinden dolayı ceza evine atılan Aydınlar, Akademisyenler. Kürt halkının çektiği acılar, insanların yerinden yurdundan sürgünü demek olan acele kamulaştırmalarla devam ediyor. Sokağa çıkma yasakları ise kanunsuz bir şekilde “il özel idaresi kanunu”na göre devam ettirilmek istenmekte. Anayasa her alanda askıya alınmış ve diktatörlük inşa edilmiş durumdadır.                                                                                                     
      Bir kaotik ortamın hâkim kılındığı, her türlü antidemokratik uygulamanın sürdüğü bir süreci bütün halklar olarak yaşıyoruz. İstanbul Atatürk Havaalanında gerçekleşen terörist olayından, aramızda koparılıp alınan canların arasında Ailesi bu kentte yaşayan Bir kardeşimizi’de o terör olayında Şehit verdik ve Karaağaç’ta ebediyete uğurladık. Hepsine Allahtan rahmet diliyoruz. Yine acı yine yakılıp yıkılan yürekler. Kimden gelirse gelsin, her ne sebeple olursa olsun, hiçbir sebep, insan yaşamından daha değerli değildir. Bu nedenle bu terörist olayı şiddetle kınadığımızı ayrıca  ifade etmek istiyoruz. Çünkü bu acıyı en iyi biz biliriz.  Türkiye'nin bütün halklarını, bizleri bölen, ötekileştiren ve ayrıştıran her türlü antidemokratik uygulamaya karşı, bizlere dayatılan savaş politikalarına karşı,  hiçbir canın yaşamına kast edilmemesi için, insan yaşamının en yüce değer olduğunu ve bunu korumak için,  hep birlikte mücadele etmeliyiz.
     Birlikte yaşamanın teminatı olarak laiklik, aşındığı oranda eğitim Ensar gibi gerici vakıflara peşkeş çekilmiştir. Din derslerinde, saatlerin artırılması, AİHM kararlarına rağmen tek tipleştirme girişimi olarak müfredata Sünnilik eksenli yeni derslerin eklenmesi bu dersleri almak istemeyenler için, ciddi bir sorun ve tahakküm aracıdır hala.                                                          
     Ayyuka çıkan çocukların istismarına dair tek kelimesini duymadığımız Diyanet’in birden fazla bakanlığa denk düşen bütçesi, aile imamlığı dâhil hayatımızın her alanına müdahalesi her alanda ayrımcılığı artırdığı gibi, çıkarılan fetvalar en üst perdeden “anne olmayan kadın yarım kadındır” gibi söylemler, iktidarın kadın düşmanlığını da bir kez daha gözler önüne serdi. Kadın cinayetlerini besleyen ana damar tam da burasıdır. 
     Sivas Katliamı’nın henüz hesabı verilememiş olmasına rağmen, katiller elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor, yurtdışına çıkıyor, evleniyor, ehliyet alıyor ve yasalar çerçevesinde eceliyle ölümüne hak tanınıyor; avukatları ise üst kademelerde yönetici, vekil, bakan oluyor. Sivas davası zaman aşımından düştüğünde “milletimize hayırlı olsun” denebiliyorken, aynı söylemi utanmadan, hiç sıkılmadan üretenlerin dillendirdiği  “ biz tarihimizde hiç insanları diri diri yakmadık” söyleminin ardında bir sır değil; o kanlı zalim, o kanlı Sivas. Çünkü iktidar edene göre hala orada “bir öfkeli, şuursuz kalabalık” var. Oteldeki insanlar nasılsa, “kendi kendilerini öldürmüşlerdir.” Böyle diyor iktidar ve onun adalet bakanı! Sivas hala yanıyor kardeşler! Çünkü katili ve katledileni aynı yerde anıyor, anmamızı istiyor devlet “Bilim ve Kültür Merkezi” dediği o yerde. Madımak Oteli’nin Utanç Müzesi olmasını ise hiç düşünmedi ki zaten! 
     Sivas Katliamı’nda yitirdiklerimizin anılarına sahip çıkmak için, Sivas Katliamı hakikatiyle bir yüzleşme gerçekleşene kadar haykırmağa devam edeceğiz.                                                                      
     Bütün demokratik kurumları, yaşama hakkına saygı duyan, bütün katliamların hesabı sorulsun, hiçbir katliamın sorumlusu/sorumluları yargılanmadan bu defter kapanmasın diyen dostlarımız; sokaklar ve meydanlar katliamcı çetelerin değil, hak mücadelesi veren onurlu yurttaşlarındır. Gelin bütün 2 Temmuz’larda; Gezi ruhuyla vatanımızın alanlarında olalım. 
Sivas katliamı toplum vicdanında onarılmaz  bir yaradır,
 Bir olalım, Birlik olalım, Güç olalım!
Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Alevi Kültür Dernekleri İskenderun Şubesi
         BAŞKAN : Kemal SOYSÜREN
 
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
 
son gelişmeler
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet