Skip Navigation Links
Enerjisa-Toroslar

Dostluk Üzerine

Dost! Hepimizin varlığına ihtiyaç duyduğu, kan bağına değil de can bağına dayanan ilişkinin karşıdaki muhattabına denir.

seda ağçam

Gazete Köşesi   A+a-

seda ağçamseda ağçam 
seda@8gunhabercom
İnsan insanın aynasıdır derler ya hani sahiden de öyle. Dostlar bu aynanın sırlı tarafı gibi temsil ederler sizi. Boşuna dememişler. Bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim diye. Ayna tüm gerçekliğinizi yansıtarak eksikliğiniz varsa size bunu kırmadan ifade eder. İşte dost dediğiniz kişi de tıpkı ayna gibi sizi size anlatandır. Başkası görmeden önce kendinize çekidüzen vermeniz için hayatınızın merkezinde olandır. Hayat boyu müttefiğiniz, ömür sahnenizdeki gül bahçenizdir.
 
Dikkat ederseniz dostlar sadece kara günde belli olmazlar. Asıl iyi gününüzde yanınızda olan, başarı gibi herkesi mutlu etmeyen bir olayın sonucunda, yükselmeniz için size omuz veren kişidir dost. Pergel gibi tek başlı iki bedendir tek yürekte atan. Yaşamın çekilmez durumlarında sırtınızı yaslayabileceğiniz, sizin anlatmanıza gerek kalmadan sizi fısıltınızdan bile anlayabilecek ve her konuda hiç çekinmeden yanınızda olacak bir dostunuz varsa çok şanslısınız. Çünkü dostlar avukat gibidir. Siz yokken sizin adınıza hakkınızı savunur, karşıdakine sizi haksız yere eleştirme hakkı tanımaz. Başınıza gelebilecek olası tehlikelere karşı duvar gibi dururlar ve o tehlikeleri duvara çarpmışa çevirirler.
 
Öyle dostlar vardır ki, gözleriyle iletişim kurabilecek noktaya gelmişlerdir. Bizi olduğumuz gibi kabul eden, sevaplarımızla, günahlarımızla seven onlarla birlikteyken endişe duymadığımız sıkıntı nedir bilmediğimiz dostlarımız karanlık çökünce elimizden tutar, dostluğun gül bahçesinde gezintiye çıkarırlar bizi. Tıpkı J.J.Rousseau’nun ifade ettiği gibi ‘Dost, onunla birlikteyken gerçekten olduğun gibi görünebileceğin ruhunun tüm gizliliklerini ona anlatabileceğin biridir. Onunla birlikteyken kendini korumana gerek yoktur.
 
Dostluklar için sözleşme imzalamanıza, şaşaalı davetler vermenize gerek yoktur. Yapmanız gereken tek şey kalpten kalbe giden yolda bavulunuzda fedakârlık taşımalısınız hepsi bu kadar. Fedakârlık demişken hakikisinden bahsediyorum elbette. Öyle göstermelik olandan değil. Zaten göstermelik fedakârlıkların dostluklarda yeri yoktur. Gerektiğinde bu uğurda can vermeye hazır olmalısınız. Hepimiz bazı zamanlar şefkatli bir kucağa, sarılıp ağlayacağımız bir omuza ihtiyaç duyarız. Bize bu hizmeti verecek tek kişi dostlarımızdır. Alınan hizmet insanlık için paha biçilemez niteliktedir. 7/24 her daim yanımızda olan gölgemiz gibi bize yakınlık gösteren bu insanların hayatımızdaki konumları küçük görülmemelidir. Düşünsenize 8 milyarlık dünyada birileri sizin için özel yere sahip, aile üyesi olmamasına rağmen ona güveniyor, kendisine ihtiyaç duyuyor, özlüyor ve karşılığında sadece samimi sıcak bir sevgiden başka bir şey vermiyorsunuz. Emerson’un dediği gibi; dostlar öyle ailedir ki insan o ailenin fertlerini yalnızca kendi seçer.
 
Dostlukların hep iyi taraflarından bahsettik. Peki, bu değerli birlikteliğin hiç mi zararları yok. Her şeyde olduğu gibi elbette bu durum için de hoş olmayan sonuçlar olabilir. Sizi her yönünüzle tanıyan dostlarınızla olur da bir gün yolları ayırıp düşman olursanız yandınız demektir. Çünkü bir zaman dostlarınız olan o insanlar sizin zayıf noktalarınızı öğrendiklerinden size nasıl zarar verebileceklerini en iyi onlar bilir. Voltaire bu durum için ‘Tanrı beni dostlarımdan korusun, düşmanlarımdan ben kendimi korurum’ demiş. O yüzden kiminle dost olacağınıza dikkat etmelisiniz. O yüzden her hayatınıza giren kişi dostunuz olamaz. Dostluğun da dostluk olabilmesi için belli şartları yerine getirmesi gerekir.
 
Dostluklar şarap gibi yıllandıkça değer kazanır. Zamanla, kartopu misali büyütürsünüz kalbinizde. Onu çelik gibi kopmaz yapan ise bir sürü testten geçmesidir. Sınanmamış hiçbir dostluk kalıcı olamaz. Çünkü dostluğun bile kanıtlanmaya ihtiyacı vardır. Size bir hikâye aktarayım.
 
Baba oğul konuşuyorlarmış. Baba oğluna senin kaç tane dostun var diye sormuş? Oğlan da ohooo saymakla bitmez demiş. Baba da aldığı cevaba karşılık olarak oğlum insanın en fazla 1 ya da iki tane dostu olur demiş. Senin dediğin gibi saymakla bitmeyen dost olmaz deyince de oğlan bu çok saçma demiş. Benim dostlarım her türlü konuda bana yardım eder. Babası da bunu üzerine o zaman hadi senin dostlarını sınayalım demiş. Tavuk kesip, birkaç ıvır zıvırla bunları çuvala doldurmuşlar. Babası, al bu çuvalı ve gömmek için dostlarından yardım iste diyerek oğlunu göndermiş. Çaldığı bütün kapılar oğlanın suratına kapanmış. Çuvaldan akan kanı gören korkudan dolayı yanaşmak istememiş. Oğlan hayal kırıklığı yaşamış vaziyette eve dününce Babası, bu çuvalı şimdi de benim dostuma götür bakalım diyerek oğlunu göndermiş. Oğlan adreste yazan evin kapısını çalıp, kendini tanıtmış. Kapıyı açan adam da sen falancanın oğlusun değil mi? Diyerek çocuğu arka bahçeye almış ve çuvalı beraber gömmüşler. Üstüne de çocuğun kan ter içinde olduğunu görünce su ikram etmiş. Bu da yetmemiş çuvalı gömdüğü yer belli olmasın diye üzerine sarımsak ekmiş. Oğlan ben artık gideyim demiş. Adam da babana, sarımsak tarlasına gözüm gibi bakıyorum dediğimi iletirsin demiş.
 
Oğlan eve yetişince olan biteni babasına anlatmış. Senin gerçekten dostun var ama benim sıradan arkadaşlarım var demiş. Yok demiş babası dur daha bitmedi. Bundan sonra gerçek dostluğun ne demek olduğunu anlayacaksın demiş. Şimdi tekrar dostumun yanına git kapıyı açar açmaz yüzüne okkalı bir tokat at demiş. Oğlan da bunu nasıl yaparım diye düşüne düşüne yola düşmüş. Kapıyı çalmış ve adam kapıda belirir belirmez babamın size iletmek istediği bir şey var demeye kalmadan yüzüne tokadı indirmiş. Adam da yediği tokadın şaşkınlığını üstünden attıktan sonra benim de babana iletmek istediğim bir şey var demiş. Söyle o babana biz bir tokada satmayız sarımsak tarlasını demiş. İşte o zaman anlamış çocuk hakiki dostluğun ne demek olduğunu.
 
Dostluğunuzun hakkını verin. Sahip çıkın. Fiyat bilenlerden değil, kıymet bilenlerden olun. Cenazenizde ailenizden daha çok ağlayacak birileri varsa o da dostlarınızdır. Dostluk insanın sahip olabileceği en büyük nimetlerden biridir. Siz ağlarken o gülmez, ihtiyaç halinde yardım edemem demez. Sizin için çaba harcar. Hayatınızın neşesi, zor günlerinizin en karlı yatırımıdır. Robert Stevenson ile bitirelim ‘ Kendine verebileceğin en iyi hediye iyi bir dosttur. Dostluklarınızı pazara kadar değil mezara kadar sürdürmeniz dileklerimle…
Tüm dostlarıma sevgilerimle iyi ki varsınız.
Kalın sağlıcakla………….
 
 
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
makale kategorileri
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş