Türkiye, yeni bir hükümet sistemiyle tanışacak.. Tüm bu kızışan tartışmaların odağındaki iddaların karşılığı mı olacak?  

Yoksa,  korkulacak bir durum yok mu bunu zaman gösterecek..

Referandumun sonucu bıçak sırtı..

YSK’ya tepkiler çığ gibi..

Geçersiz sayılan veya geçersiz sayılması gereken oyların geçerli sayılarak Evet oylarının öne geçirildiği iddası..

Senin boşalttığın alanı bir başkası doldurur !

Tedbirini yeterince almadın!  

Kaybedince böyle bahanelerin arkasına saklanmak yakışmıyor..

Alıştık gari..

Bilmem kaçıncı kaybettiğin seçimdir bu, Ey Kılıçdaroğlu !

Dün, dünde kaldı cancağızım artık yeni şeyler söylemek lazım..

Referandum gecesi yaptığım paylaşım nedeniyle linç girişimine maruz kaldım. Paylaşımım referandum tahminimin doğru çıkmasıyla ilgiliydi..

Ben Evet çıkacağı yönünde bir tahmin yapmıştım ve bunu da arkadaşlarım videoya çekmişlerdi. Hayır çıksaydı bu videoyu sosyal medyada paylaşacaklardı..

Beni yerden yere vuran bir çok CHP’li, sanki Evet oylarının kazanması nedeniyle bir zafer sarhoşluğu içinde olduğumu düşündüler..

Halbuki 19 yıllık bir gazeteci olarak sadece halkın nabzını çok iyi tuttuğumu ve öngörümün ne kadar doğru olduğu yönünde bir paylaşım yapmıştım..

Özgür basın çığırtkanlığı yapanların, 19 yıldır bu ülkede, Hatay’da gazetecilik yapan bana her türlü hakaret ve küfrü reva görmeleri, düşünceleriyle çeliştiklerini ortaya koymaz mı?

Onları vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum..

Benim gibi bir Atatürkçü, Laik, Demokrat, Üniter Devlet Yapısı’nın sonuna kadar savunucusu olan bir gazeteciye reva görülen bu yaklaşımı Allah’a havale ediyorum..

Halbu ki, tüm seçim dönemlerinde ağırlıklı olarak CHP’li adaylarla çalışan ve CHP’ye hizmet eden bir gazeteci olarak tanındım..

Tüm tarafsızlığıma ve adaletli bir yayın politikama rağmen..

Ortada Piç gibi kaldım..

Ne İsa’ya yarandım ne de Musa’ya..

AK Parti’liler beni  CHP’li olduğumu söylediler.. 

CHP’liler de AK Parti’li..

Yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakaldı..

Ne İsa’ya yarandım ne de Musa’ya..

Her iki yönde de taraf olmadım ki.. 

Hak, adalet, hakkaniyet ölçüsünde gazetecilik yaptım, ya da yapmaya çalıştım..

Bilgim, birikimim ve kalemim yettiğince..

Ben bu kadarım…

Beğenen zaten beğenmiş, beğenmeyenleri neyleyim..

Sözde demokrat, sözde özgürlükçü birilerinin beni fikirlerimden dolayı linç etmeleri anlaşılır gibi değil..

Dedim ya zaten sözde özgürlükçüler..

Özgürlük sadece kendilerine..

Özgürlükler..

Ya benim özgürlüğüm?

Linç ettiniz beni !!!

Sadece sola hizmet eden bir gazeteci olsaydım özgür basın olurdum, tüm kesimlere eşit davranan, hakkaniyetli, adaletli ve tarafsız bir gazeteci olduğum için bir anda Recep Tayyip Erdoğan yandaşı yaftası yedim !!!

Özgürlük sadece toplumun bir kesimine değil !

 Tamamına ..

Adalet toplumun bir kesimine değil !

Tamamına…

Hayır’ı dar salon toplantılarında Hayırcılara anlatmanın marifet olmadığını, dağ köylerinde, varoşlarda yaşayan Ahmet emminin, Hasibe ninenin elini öpmenin gerekliliğini hep anlattım..

Dinletemedim !

Bilmem kaç seçim kaybetmiş Kılıçdaroğlu’nun hala CHP’nin başında kalmakta ısrar ediyor olmasını da anlamak mümkün değil..

Tek adam olmakla, diktatör olmakla itham ettikleri, tüm seçimleri kazanmış Recep Tayyip Erdoğan’ın hala seçim kazanarak iktidarda olması haklı bir sonuç değil mi?

Ey Kılıçdaroğlu! Hem seçim üstüne seçim kaybedeceksin, hem de hala o koltuğu işgal etmeyi sürdüreceksin..

Hileyle seçimlerin kazanıldığı iddasını ispatla mükellef olan CHP’nin asıl kendini sorgulaması, sistemini, vizyonunu, kadrosunu yenilemek zamanı gelmedi mi?

Atı alan Üsküdar’ı geçmiş..

Dün, dünde kaldı cancağızım, artık yeni şeyler söylemek lazım..

Recep Tayyip Erdoğan’ın da şapkasını önüne koyup, bir kez daha düşünmesi gerektiğini söylemek gerekiyor..

Yüzde 51.5 yetmez…

Erdoğan, Türkiye’yi birbütün olarak kucaklayan, ötekileştirmeyen, ayrıştırmayan bir anlayışla yoluna devam ettiği takdirde, muhalefetin tüm söylemlerini yerle bir edecek bir uygulamaya imza atacaktır.

AK Parti’nin içindeki, TBMM’nde ve hala siyasetin en önemli kademelerindeki FETÖ’cülerin bir bir yargıya teslim edilmesi, terör örgütleriyle mücadelede en önemli safha olacaktır.

FETÖ ile mücadelenin toplumun en alt tabakasında değil, Türkiye’nin zirvesinde de yapılması, bunun millete gösterilmesi daha samimi bir yaklaşım olacaktır.. 

Türkiye’nin yarısı hilal ve  yarısı da yıldız olarak bir bütünlük içerisinde, kardeşçe yaşamayı öğrenmesi, birbirini incitmeden, saygı içerisinde yoluna devam etmesi büyük bir zorunluluk haline gelmiştir. 

Yüzde 51.5 sonucunu iyi okumak gerekiyor.. 

Türkiye’nin yarısı hilal, diğer yarısı da yıldız ise…

Bütünlüğü bozmadan el ele verilmeli..

CHP de AK Parti de bu sonucu masaya yatırıp kesinlikle halkın kararını doğru okumalı, acilen özeleştiri yapmalıdır.. 

Kurdukları cümlelere herkes dikkat etmeli, ayrıştırmadan, ötekileştirici ifadelerden kaçınılmalı, kucaklaşmaya önem verilmelidir..