İSDEMİR KÖTÜ YÖNETİLİYOR
Çelik-iş sendikası 4 bin işçisiyle İSDEMİR’de, 1.560 işçisiyle de MMK Metalurji’de grev kararı alıp uygulamaya başladılar. Çelik işçisinin uzun yıllardır süren mağduriyeti belkide ilk defa bu kadar şeffaf bir şekilde kamoyunun gündemine gelecek. Sendikanın Grev’e gitme kararı işverenlerin uzlaşmaz tutumundan kaynaklandığı artık aşikar. İsdemir yönetiminin uzun yıllardır verdiği sözleri tutmaması, bilakis işçilerin sendikasına “ çamur at izi kalsın” anlayışıyla itibarsızlaştırma girişimleri, sorunun çıkmaza sürüklenmesinde büyük bir etken. İşçiyle uzlaşma yerine işçiyi işsizlikle ve açlıkla terbiye etme zihniyeti İsdemir yönetiminin artık bu guzide kurumu yönetemez hale geldiğinin göstergesidir.
GREV KIRICILIĞI AHLAKSIZLIKTIR
Grev emekçilerin patronlara karşı tek ve etkili silahıdır. Patronların sermayeden, yasalardan, ve devletten aldığı güç karşısında işçinin üretimden kaynaklanan gücü dışında hiçbir silahı yoktur ve grev hakkı temel haklardan biridir. Grev kararları işçinin yasalarda teminat altına alınmış bir hakkıdır ve Çelik-iş her kişi ve kurum gibi yasal hakkını kullanıyor. İsdemir yönetimi öncelikle bu hakka saygı duyan hiçbir açıklama yapmayarak “ hep bana” anlayışına sahip olduğunu gösterdi. Ardında adeta sendika yöneticilerini itibarsızlaştırma kampanyası başlattı. İşçilere bireysel tekliflerde bulunarak ve grevdeki işçilere yasaklar koyarak kelimenin tam anlamıyla “ grev kırıcılığına” soyundu. Tüm bu tutumlar en hafif tabirle sosyal ahlaksızlıktır. Grev kırıcılık ise sosyal olduğu kadar kişisel zaafiyet barındıran insanlık ayıbıdır. “ Dışarda çok daha düşük ücretle çalışmaya hazır binler var” demek insanları açlıkla terbiye etmek demektir ki; artık sirklerdeki hayvanlara dahi bu muamele uygun görülmemektedir. İsdemir yönetiminin bu tutumu kabul edilemez.
“VE ÇELİĞE SU VERİLDİ”
Bu gün ülkenin bir çok yerinde milyonlarca işçi hak mücadelesi veriyor. THY’de Hava-İş, Darphane’de Basın-İş ve Cam-İş, Ambalaj’da Selülöz-İş, Jumbo’da Çelik-İş, HBN Gülen Nakliyat’da Tümtis, MMK’da ve İsdemir’de Çelik-iş Sendikas son haftalarda greve gitti. Genel Maden-İş Sendikası , TTK ve MTA’da grev kararı aldı. Tekstil işçileri ise greve hazırlanıyor. Yaklaşık 800 bin kamu emekçisini ilgilendiren toplu sözleşme görüşmeleri ise 1 Ağustos’ta başlıyor.
DHL ve Horoz Lojistik işçileri, Ermenegildo Zegna ISMACO işçileri, Kazova tekstil işçileri, Standart Profil Ege işçileri, DEBA işçileri, BMC işçileri, Plasko İşçileri, Van Belediyesi Taşeron İşçileri, FCMP TR işçileri, Dr. Behçet Uz Hastanesi İşçileri ve burada saymakla bitmeyecek ülkemin emekçileri adeta açlıkla savaşarak aylardır direniyorlar. Özetle iktidarın ve sermayenin emek politikası her yerde alarm vermeye başlamıştır.
Milyonlarca işçi bir yumruk gibi bütün güçleriyle çürümüş eski hayata karşı direnişteler. Bu direnişin çelik iradesini ve kararlılığını en çok gösterecek olan ise hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki çeliğe su vererek şekillendiren ÇELİK İŞÇİSİ olacaktır. Bu sebeple İSDEMİR yönetimi salça üreticileriyle değil çelik iradeli Çelik işçilerinin direnişiyle karşı karşıya olduğunu unutmamalıdır. O nedenle bir uyarı olarakta alıgılanmasını dileyerek, insanın direnme gücünün boyutlarını bize göstermesi açısından “ Ve Çeliğe Su verildiğini” hatrılatıyorum.
ÇELİK İŞÇİSİ HAKLIDIR
Güvencesiz-geleceksiz bir çalışmaya mahkum edilen işçilerin biriken öfkesi kendini değişik direniş biçimleri ile dışa vuruyor. Çelik işçisi birkaç yıl önce büyük fedakarlık yaparak ücretlerinde %35 indirime girerek fabrikanın kapanmasını engellemiştir. İşçi eğer fabrikası çalışırsa ve hakkını alırsa mutlu olur. Fabrikalar işverenin değil üretenlerindir. Bu sebeple İsdemir iyi yönetilmediği için hem bu halk hem de işçiler zarar görmektedir. Erdemir işçileriyle aynı işi yapanlara aynı ücretleri ve sosyal güvenceleri vermek boynunuzun borcudur. Bizler iktidarın ve sermayenin emek düşmanı politikalarına karşı emeğin yanında yer alıyor ve çelik işçilerini asla yalnız bırakmayacağımızı ilan ediyoruz..
Av.Bülent AKBAY
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!