Skip Navigation Links

İşte Kültür, İşte Sanat

Herkese çatarak, fırçalayarak, gürleyerek siyaset yapan Sayın Başbakan, sonunda tiyatro sanatçılarına ça

Gazete Köşesi   A+a-

Herkese çatarak, fırçalayarak, gürleyerek siyaset yapan Sayın Başbakan, sonunda tiyatro sanatçılarına çattı.
Onları fırçaladı.
Onların "sanata müdahale edilmesin" çıkışlarını ve demokratik protestolarını yerden yere vurdu.
Onlara ; "zavallılar" ! Dedi.
Ne adına? Demokrasi adına.
Kim adına? Ulusal irade adına.
Ve onlara göstereceğim dercesine de ekledi.
Tiyatroları özelleştireceğiz.
Neymiş efendim dünyada hiçbir devletin maaşlı sanatçısı yokmuş. Öyleyse bizde de olmasın.
Sayın Başbakan'ın sanat anlayışı, sanata bakışı bu.
Yılın büyük bölümünde ülke ülke gezen ve gittiği her yerde, sanat ve sanatçı dışında her sektörle ve her kesimle temasları olan Sayın Başbakan'ın böyle düşünmesinden olağan bir şey olabilir mi?
Aydınlanma nedir? Aydınlanmayı sağlayacak çalışmalar nelerdir?
Sanat ve sanatçının aydınlanmaya katkısı ne kadar olur, devlet bunu nasıl sağlar?
Sanatı korumak, sanatçıyı yetiştirmek, teşvik etmek Sayın Başbakan'ın hükümet politikalarında hiç yer almamıştır ve almayacaktır.
Acı ama gerçek olan ve herkes tarafından bilinen durum budur. Şaşmamak gerek.
Sanatın ve sanatçının muhalefeti gözlerden uzaklaştırılmış beyinlerde hapsedilmiştir.
Sanatçıyım diye ortalıkta gezen, paranın ve gücün karşısında sırıtıp, gerdan kıvırıp yalakalık yapmayı sanat icra etmek zannedenlerin çoğalması da öne çıkarılmaları da bunun içindir.
Sayın Başbakan'ın sanatçıları "zavallılar" diye aşağılaması ve "özelleştireceğim" diye gürlemesi gelecekte olacakların habercisidir.
Bu sözleri duyunca Cumhuriyetin 90. yılını kutlamaya yaklaştığımızı anımsadım ve nereden nereye diye düşündüm.
Tiyatronun üstadı Muhsin Ertuğrul genel müdür olduğu dönemde bir gün, Çankaya Köşkü'nden telefonla aranır.
Arayan Atatürk'ün yaveridir. Ertuğrul'a iyi dileklerini iletip hal hatır sorduktan sonra; "Gazi Paşa akşam tiyatroya gelmek isterler." Der.
Ertuğrul "buyursunlar" diye yanıtlar.
Yaver telefonu kapatmadan sorar.
"Gazi Paşa'ya iletmemi istediğiniz bir şey var mı Sayın Genel Müdürüm ?" Muhsin Ertuğrul kararlı bir sesle ; "Oyunun her akşam saat 20.00'de başladığını iletin lütfen" der ve telefonu kapatır.
Cumhuriyeti kuran felsefe buydu.
90 yılda geldiğimiz anlayış da bu.
 
" Sayın" lafım oturduğu koltuğa'dır

Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
yazar'ın diğer yazıları
makale kategorileri
ramazan bayrami 
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet