Çavdır yaptığı açıklamada  Adana’da patlama sonucu vefat eden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum dedi.

KESK Dönem Sözcüsü Cüneyt Özbey Çavdır açıklamasının devamında, Fikri hür, vicdanı hür medeniyet ve aydınlık bayrağını yıllardır omuz omuza dalgalandırıp nesilden nesile devam ettiren başta başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm öğretmenlerimizin gününü kutluyorum. İş güvencemizden ve haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz mücadele ve dayanışmayla biz kazanacağız İçinden geçtiğimiz süreçte tüm demokratik ilke ve kurallar, temel hak ve özgürlükler ortadan kaldırılmış, tüm yaşam alanlarımız kuşatma altına alınmıştır. Ülkemizi tek parti iktidarlığına dönüştürme uğruna gerçekleştirilen hukuksuzlukların ardı arkası kesilmiyor. Darbe fırsatçılığı ile yüz binlerce kamu emekçisini hukuksuz bir şekilde işten atan siyasi iktidar, 22 Kasım 2016 tarihinde yayınladığı 677 sayılı yeni KHK ile binlerce kamu emekçisini daha işten attı. Dün yayınlanan 677 ve 678 sayılı KHK’ler bile nasıl bir hukuksuzlukla, nasıl bir rejimle ve nasıl bir keyfilikle karşı karşıya olduğumuzu görmeye yetmektedir. Diğer KHK’lerdan sonra, bu iki KHK ile birlikte ülkemizin gelecek on yıllarının KHK’ler ile belirlendiği bir kez daha netleşmiştir. Her iki KHK ile anayasa ayaklar altına alınarak OHAL’in ilan edilmesine gerekçe olan darbe girişimiyle alakası olmayan düzenlemeler yapılmıştır. Örneğin 668 sayılı KHK ile grev ertelenmesinin kapsamı genişletilmiş, büyükşehirlerde ulaşım alanında da bakanlar kuruluna grevi 60 gün erteleme yetkisi verilmiştir. Kayyum atanan belediyelerde çalışan yüzlerce kamu emekçisi ihraç edildiği gibi kayyumlara meclis kararına ihtiyaç duymadan geçmişte yapılan sözleşmelerin iptal edilmesi yetkisi verilmiştir. Açığa alınan, ihraç edilen kamu emekçilerine 677 sayılı KHK ile yenileri eklenmiş yine çok sayıda şube başkanı ve yöneticisi arkadaşımız 677 sayılı KHK ile ihraç edilmiş, her hangi bir yargı kararı dahi aranmaksızın tek taraflı bir tasarrufla bir gecede işten atılmıştır. Konfederasyonumuz ve bağlı sendikalarımız açık bir saldırı ve baskı altındadır. Sendikal hak ve özgürlükler KHK’ler yoluyla ortadan kaldırılmıştır. Açık ki, Konfederasyonumuz, sendikalarımız ve üyeler bu yolla biat etmeye zorlanmakta, sendikal eylem ve etkinliklerimizden dolayı pişman ettirilmeye çalışılmaktadır. Sendikamızın tarihi, bu tür baskılara ve hukuksuzluklara karşı direnme tarihidir. Bu saldırılara karşı da bütün örgütümüzle birlikte direneceğimizin, mücadele edeceğimizin bilinmesi gerekmektedir. Teslim alamayacaklar, bizler kazanacağız. Sendikal eylem ve etkinlikler nedeniyle haklarında onlarca dava açılan ve tümünde iç yargı ve AİHM kararlarıyla aklanan arkadaşlarımızın bu kez KHK’ler ile açığa alınmaları / ihraç edilmeleri darbe girişiminin nasıl bir fırsata dönüştürüldüğüne dair açık örnektir. Önümüzdeki dönemde çeşitli eylem ve etkinliklerle faşizmin bu yoğun saldırısına karşı mücadeleyi yükseltmeye devam edeceğiz. Bir yandan saldırıları püskürtmek için mücadele ederken bir yandan da açığa alınan, ihraç edilen arkadaşlarımızla dayanışma etkinliklerini yaygınlaştıracağız. Darbe girişimi bahane edilerek geçmişten bugüne var olagelen kamunun tasfiyesi politikalarına hız verilmesini kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Bu uygulamalara karşı üyelerimizi yalnız bırakmayacağız. Bu puslu havayı fırsat bilerek ekmeğimize, işimize, aşımıza, geleceğimize yönelik geliştirilen saldırılara fiili, meşru ve örgütlü mücadele ile cevap vereceğiz. Halklarımızı, emekçileri patlama noktasına getiren, çok tehlikeli bir noktaya varan kutuplaştırma ve gerginlik siyasetine derhal son verilmelidir. Şimdi; üyelerimiz ile eskisinden daha fazla dayanışma, daha fazla kenetlenme zamanıdır. Bugün geçmişten daha güçlüyüz; Açığa alınan, ihraç edilen her bir üyemiz görevine iade edilinceye kadar dayanışma ve mücadele içinde olacağımız bilinmelidir. On binlerce üyesi KHK’lerle işten atılmış ancak ölüm sessizliğine bürünmüş sendikalardan olmayacağız. Böylesine zor süreçlerde üyesinin yüzüne kapıları kapatan devlet güdümlü sendikalara benzemeyeceğimiz gibi, emekçilerin örgütlülüğünü dağıtan kontra sendikalardan da olmayacağız. Üyelerimiz için gereken hukuki süreçlerde bulunacağımız gibi, bu karanlık gidişi durdurmak için fiili meşru mücadelemizi her yerde sürdüreceğiz. TEK ÇARE; MÜCADELE VE DAYANIŞMA “Hak verilmez alınır, haklar yasalardan önce gelir! “ diyerek kurduğumuz sendikalarımız ve kamu emekçilerinin haklı mücadelesi Kanun Hükmünde Kararnameler ile teslim alınamaz. Kararlı ve kitlesel mücadele karanlığa geri adım attırıyor. Kadınlar yolu açtı. “Cinsel istismar yasası” olarak bilinen tasarıda hükümet kadın dayanışması ve mücadelesi sonucunda geri adım atmak zorunda kaldı. Kadınların bu kararlılığı sendikamız açısından öğretici olmuştur. Özgürlükçü, laik, demokratik, iş güvenceli ve barış içinde bir gelecek ellerimizde yükselecek. Dayanışma ve mücadele ile bugünleri aşacak, hak ettiğimiz insanca bir yaşamı hep birlikte kuracağız." ifadelerine yer verdi.