meclis üyeleri ve yönetim kurulu üyeleriyle birlikte İskenderun’da mahalle muhtarlarıyla kahvaltıda bir araya geldi.
İskenderun İskele Kafe’de muhtarlarla biraraya gelen İbrahim Gül, Ülkü Ocakları Başkanlığı görevi başta olmak üzere, sorumluluk aldığı her görevinde Hatay’daki kültürel farklılıkları bir zenginlik olarak gördüğünü ve bu şekilde görmeye de devam edeceğini söyledi.
Hatay’da ne zaman bir toplumsal bir sorun ortaya çıksa ekibiyle birlikte her zaman çözüm için elini taşın altına koyduğunu belirten MHP Hatay Milletvekili Adayı İbrahim Gül, Hatay’ın kültürel farklılıklarını zenginlik olarak kabul eden bir anlayışla çalışmalarının süreceğine dikkat çekti.
MHP Hatay Milletvekili Adayı İbrahim Gül şöyle konuştu: Bugün biraraya geldik, bu kardeşiniz, evladınız bir yola çıktı, siyasi partileriniz ve siyasi tercihlerinizi bu dönemlikte olsa bir kenara bırakarak bana destek olmanızı istiyorum. Benim İskenderun'da yaptığım siyasi çalışmalara baktığınız zaman, hep toplumun huzurunu düşündüm, hep barışı, birlikteliği sağlayarak bu şehirde huzur içerisinde yaşamak için elimden geleni yaptım. Çocuk denecek yaşta Ülkü Ocakları Başkanı oldum, o günden bu güne aldığım sorumluluklara baktığınız zaman, nerde bir toplumsal kargaşa varsa, kavga varsa, memleketi sıkıntıya düşürecek bir sıkıntı varsa her zaman oraya gidip oradaki sıkıntıyı gidermek için, barışı sağlamak için mücadele ettim. Hiçbir kimseyi ayrıştırmadım. Hiçbir kimsenin farklılıklarını görmedim ve o farklılıkları bir zenginlik olarak görüp, o zenginliklerle yaşamanın mutluluğuyla birlikte yaşamalıyız diye çaba ve gayret gösterdim. Allah izin verir, sizler takdir ederseniz aynı mantık ve anlayışla sizleri ve bölgemi Ankara'da görmek istiyorum. Ankara'da bu siyasi kültürü, iklimi egemen kıldığımız zaman ülkenin bir çok sorunun çözüleceğine inanıyorum. Kimse insanları kamplaştırmadan, aralarındaki farkı öne çıkartıp bir tarafı arkasına alıp diğer tarafı karşı cephe gibi göstermeden siyaset yapmalı diye düşünüyorum. Ve ben hep böyle yaptım, İnşallah ben inanıyorum ki, dediğim iklim Türkiye'nin tamamına yayılırsa, ülkece yaşadığımız bu sorunlar gündeme dahi gelmeyecek.
Herkes işini yapmalı, herkes siyaset yaparken o farklılıklarla değil de bize yasal haklar ve tanınan imkanlar doğrultusunda kurumları işleterek bu ülkeye hizmet etmeli diye düşünüyorum. Hangi iktidar olursa olsun, hangi parti bu ülkeyi yönetirse yönetsin, anayasal çerçeve de kurumları çalıştırsın. İçerisine baktığımız zaman bir çok sıkıntımız var ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin bu sıkıntıları çözeceğinden hiç şüpheniz olmasın.
Memleketin hangi sorunu varsa, milletimizin, insanlarımızın hangi sıkıntısı varsa ben inanıyorum ki, Hatay'dan 10 tane vekil seçeceksiniz bunların içerisinde en çok ulaşacağınız ve sizin için en fazla gayret göstereceği isim, Allah izin verirse biz olacağız. Biz bundan eminiz, biz insanlarımızın bize verdiği sorumluluklarından kaçan, görmezden gelen, sıkıntılarını öteleyen, sadece seçime gidiyim mantığıyla değil, biz diyoruz ki, siyaset; insana hizmet etmek sanatıdır. Siyaset yapacaksınız herkesin sıkıntısıyla ilgilenip, çaba ve gayret göstermelisiniz. Şundan emin olabilirsiniz ki, her işinizde hazır ve nazır olacağız, 24 saat neyimiz varsa, gücümüz neye yetiyorsa çabalayacağız, gayret göstereceğiz ve bize gelen insanlarımızı memnun edeceğiz.
MHP Hatay İl Başkanı Lütfi Kaşıkçı:
Koalisyon Görüşmelerinde Türkiye’nin Temel Değerlerini Savunduk ..
Muhtarların ilgi gösterdiği toplantıda konuşan MHP Hatay İl Başkanı Lütfi Kaşıkçı da, hükümetin her platformda “Hayırcı” olarak nitelendirdiği MHP’nin koalisyon görüşmelerinde ortaya koyduğu tavrın Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerinden başka bir şey olmadığına vurgu yaptı.
MHP’nin koalisyon görüşmelerinde anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinin kendileri için kırmızı çizgi olmasından daha doğal bir şey olmasının mümkün olamayacağına dikkat çeken İl Başkanı Lütfi Kaşıkçı, hırsızlıklar ve yolsuzlukların üzerine gidilmesi şartının da kabul edilmediği bir koalisyon süreciyle karşı karşıya kaldıklarını belirtirken, 1 Kasım’da da koalisyon sonucu çıkması halinde HDP hariç mecliste grubu bulunan tüm siyasi partilerle koalisyona hazır olduklarına da vurgu yaptı.
MHP Hatay İl Başkanı Lütfi Kaşıkçı şöyle konuştu: İskenderun halkının yetiştirdiği İbrahim Gül beyefendiyi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne göndermenin gayreti ve çabası içersindeyiz. Allah izin verirse de, sizin gayretlerinizle İbrahim Kardeşimi TBMM'ye göndereceğiz.
Seçimlere çok kısa bir süre kaldı ve bu süre içerisinde en fazla karşılaştığımız, bizim için bir sorun olarak görünmese de maalesef hükümet yetkililerin kamuoyuna sorunmuş gibi aksettirdiği bir hayır meselesi var müsaadenizle onu özetlemek istiyorum.
Yaklaşık 3 ay önce sandığa gittik ve seçim sonucunda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin veya hiçbir siyasi partinin tek başına iktidarda olma olasılığının olmamasıydı. Süreçte bir koalisyon hükümeti kurması gerekiyordu. Sayın Cumhurbaşkanımız birinci parti olan AKP'nin Genel Başkanı Sayın Davutoğlu'na çağırdı ve 45 günlük hükümet kurma yetkisini Davutoğlu'na verdi.
Sayın Davutoğlu bu 45 günlük hükümet kurma yetkisinin 32 gününü Cumhuriyet Halk Partisi'yle görüşmeyle geçirdi, bu aşamada koalisyon kurulma olasılığının yüksek olduğunu düşünürken, her iki siyasi partinin genel başkanlarının 2 saatlik özel toplantısı sonrası, öncelik olarak Sayın Davutoğlu'nun basın açıklamasında, "CHP ile AKP'nin tabanları birbirine çok zıt ve bu yüzden CHP ile koalisyon kurma olasılığımız yok" dedi. Hemen akabinde Sayın Kılıçdaroğlu çıkıp yaptığı açıklamada, "Sayın Davutoğlu bize koalisyon dahi kuralım demedi. Seçim hükümetine gideceğiz, o hükümete bakan verin dedi." dedi. Bunun üzerine Sayın Davutoğlu, Sayın Bahçeli'ye de, "Sizinle de bir görüşmek istiyorum dedi." yalnız bize bu teklif yaptığı, randevu verdiği gün içerisinde bizzat Sayın Davutoğlu TBMM'ye 1 Kasım'da erken seçim olsun diye önerge yollamış. Yani bizle Görüşmesi formalite icabındaydı. Sayın Bahçeli tamam dedi ve 2 saat 45 dakika boyunca MHP ve AKP genel başkanları bir görüşme yaptılar. Görüşme sonrası yine açıklamayı sayın Davutoğlu yaptı ve açıklamasında, "MHP bize dört madde şartı koydu, dolayısıyla biz de bu şartları kabul etmediğimiz için koalisyon kuramadık" dedi. Sayın Bahçeli akabinde yaptığı açıklamada ise, "Sayın Davutoğlu bize koalisyon kuralım dahi demedi. Biz erken seçime gideceğiz, seçim hükümeti için bize bakan verin" dedi. Ve bu süreç sonrasında Sayın Davutoğlu yaptığı her mitingde "MHP koalisyona hayır dedi" diyerek bu şekilde kamuoyunu manipüle etti ve yanlış bir algı yarattı.
Süreç içerisinde en iyi açıklamayı Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç yaptı. Canlı yayında Sayın Arınç'ın yaptığı açıklamada, "Türkiye'de hükümetin kurulmamasının sebebi, benim de mensubu olduğum siyasi parti olan Adalet ve Kalkınma Partisi'dir." dedi.
Biz Türkiye'de neden koalisyon kurulamadığını çok iyi biliyoruz hatta 7 Haziran akşamı dahi erken seçime gidileceğini biliyorduk. O 45 günlük süreç ise, dostlar pazarda görsün süreciydi. O dönemde Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli'nin 4 maddesini hayır propagandasıyla aşmaya çalıştılar ve biz bunu aşacağız ve 1 Kasım'da sonuçları göreceğiz.
