Payas Haddeciler ve Sanayiciler Dernek Başkanı Osman Tufan:
Türkiye’nin hızla gelişen ve büyüyen demir-çelik sektörünün merkezi Payas ve Dörtyol’un geleceği ve umutları ile ilgili açıklamalarda bulunan Payas Haddeciler ve Sanayiciler Derneği Başkanı Osman Tufan, Payas’ın Türkiye ekonomisinin liderliğine koştuğunu söyledi.
İskenderun Körfezi’nin bir bütün olarak ele alınmasının çok önemli olduğuna dikkat çeken Osman Tufan, körfezde üretim yapan sanayicilerin 2011 yılını iyi geçirdiklerini ve çok önemli yatırımların altına imza attıklarını söyledi.
Yeni yatırımlar ve toplam potansiyel göz önüne alındığında yassı üretimiyle birlikte önümüzdeki yıllarda ihracat yapar duruma gelinebileceğine vurgu yapan Tufan, yassı üretiminin doğal sonucu olarak otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinin körfeze gelmesinin de an meselesi olduğunu ifade etti.
Bir çok konuda sanayici açısından 2011 yılını değerlendiren Payas Haddeciler ve Sanayiciler Dernek Başkanı Osman Tufan, sektörel çeşitlilik ve gelişime paralel olarak kalifiye teknik eleman sorununun gündeme geldiğini ve Hatay Valisi Celalettin Lekesez öncülüğünde sürdürülen mesleki eğitim kurslarının bu konuda çok önemli bir görevi yerine getirdiğini ifade etti.
“2011 Yatırımcı İçin Olumlu Geçti, Darısı 2012’ye”
Konu başlıkları itibariyle 2011 yılını değerlendiren ve 2012 yılı umutlarını ifade eden Payas Haddeciler ve Sanayiciler Dernek Başkanı Osman Tufan, 2011 yılını üretim ve yatırımlarla geçiren sanayicilerden övgüyle söz etti ve bu başarının daimi olması dileklerini belirterek şöyle konuştu:
“İskenderun Körfezi Payas’la artık bütünleşti, Dörtyol, Erzin, Osmaniye’ye kadar olan körfezimize baktığınızda demir çeliğin kalbi oldu. 2011 yılı demir-çelikçilerin yatay giden seyrinde dahi, dünya ekonomisinde ve Avrupa’da ki bu kadar sıkıntıya rağmen demir-çelik sektörümüz üretimini arttırdı. Bu üretimlerin tamamını da yine özellikle ihracat bölümlerine ve Türkiye’de iç piyasanın canlı olmasına rağmen çok güzel bir yıl geçirdiğine inanıyorum. 2012’yi de 2011 yılı gibi hareketli bekliyoruz. 2011 yılında bölgemizdeki yatırımlar faaliyete başladı. En büyük yatırım İsdemir, 4. yüksek fırını devreye almasıyla demir-çelik üretimi 3,5 ton arttı. MMK bölgemizde ki yatırımını tamamladı, Yolbulan-Baştuğ açılışını yaptı. 2011 yılında bölgemizi demir-çelik sektöründe şaha kalkan bir ata benzettik. Yeni yatırımlar var, yeni yatırımlar bitecek önümüzde ki yıllarda ve demir-çelik artışı nasıl dünyada 9. sıraya geldiyse, Türkiye’de de Payas bölgesi, Körfez bölgesi dediğimiz yer inşallah şuanda ki 1 numaranın daha da üstüne çıkacak. Üretim bazında %55’lere geleceği kanaatindeyim. “
“Yassıyı İthal Ederken İhraç Eder Konuma Geliyoruz”
Türkiye’nin yassı ürün ithalatı yapar bir konumdayken, yeni yatırımlar ve üretim bolluğuyla ihraç eder bir konuma doğru hızla ilerlediğine dikkat çeken Payas Haddeciler ve Sanayiciler Dernek Başkanı Osman Tufan, “Türkiye’nin yassı eksikliği her zaman gündemde ve yıllık yaklaşık 7-8 milyon tona yakın Türkiye yassı mamulü ithal ediyor, son yıllardaki yatırımlar Türkiye’nin neredeyse kendi kendine yeter duruma geleceği görüşünü ortaya koydu. Hatta planlamalarda gözüken şu, 2014 yılı veya 2015 yılında artık ihracatçı olacağız yassıda. Tabi bölgemize katkısı ne bölgemize katkısı nedir baktığımızda, bölgemizde 3 tane tesis yassı üretiminde kendini ortaya koymaya başladı. Bunun bir tanesi İsdemir diğeri MMK bir tanesi de Tosyalı Grubu. Bunlar ürettiği yassılarla biz beklentilerimizde yan sanayinin çok gelişeceğini hatta otomotiv, beyaz eşya ve bunun türevlerinin çok olacağını konuşuyorduk yıllardan beri. Bizi aksatan veya planlarımızı burada tam tutmayan otomotivin ve beyaz eşyanın bölgemize gelmemesi oldu. Yoksa boru üreticileri, profil üreticileri ve daha küçük olan dilme ve paketleme tesisleri şuanda bölgemizde faaliyete başladı. Bunlar 2012 ve 2013 yıllarında daha çok devreye girecek gibi gözüküyor. Şimdi arsa yatırımına ve diğer konulara geldiğinizde de yeni organize sanayi bölgesi dediğimiz de işte Osmaniye 2. Organize Sanayi Bölgesinde dağıtımını yaptı. Bizim Körfeze doğru geldiğimizde Erzin bölgesinde bir organize sanayi bölgemiz var. 6–7 yıldan beri uğraşılıyor kangren oldu, bir türlü sonucunu alamadık. Bunların hepsinde 2012 yılında inşallah Organize sanayi bölgelerinin yeni yapılanla birlikte tahmin ediyorum ki bu yönde yönümüzü bulacağız. Hatta devamında yıllarca süren İskenderun 2. Sanayi bölgesi buda bitmiş ve paylaştırılma aşamasına gelmiş belli gruplara da tahsis yapılmış gözüküyor. Bunların doğrultusunda yassının türevlerinin özellikle otomotiv ve beyaz eşyanın yer almasıyla, bölgemizde tahmin ediyorum yassı üzerinde ki gelişmeler daha çok kabul görecek ve istihdamda bu arada artacaktır. Bunların gelmesiyle birlikte işsizlerimizin kendilerini kalifiye yetiştirdikleri sonucunda, bu sektörlerin ihtiyacı olan eğitimleri, kursları, bilgileri aldıktan sonrada bize gelmeleri, bizim derneğimiz üyelerinin veya sanayici arkadaşlarımıza daha rahat iş imkanları sağlayacaktır. “ dedi.
“Her İşi Yaparım Devri Kapandı!!!”
“ Her işi yaparım” devrinin kapandığını ve her bireyin bir konuda uzmanlaşması gerektiğini belirten Payas Haddeciler ve Sanayiciler Dernek Başkanı Osman Tufan, kalifiye personel açığının kapanması için mesleki eğitim kurslarının çok önemli bir görevi yerine getirdiğini ifade ederek şöyle konuştu:
“Kalifiye elemanıyla ilgili özellikle valimiz Celalettin Lekesiz’in girişimleri çok önemlidir. Şimdi Hatay’ın envanterini çıkarttırıyor, Hatay’da hangi iş gücüne ne kadar ihtiyaç var, hangi sektörlerde ne oluyor? Şunu çok güzel söylüyor sayın valimiz “Her işi yaparım dönemi bitti” uzmanlaşacaksınız, bunun içinde İşkur’un, Koskeb’in veya Milli Eğitimin çeşitli eğitimleri var, bunlara katılmak gerekiyor. İş arayan arkadaşlarımızın buralardan iş sertifikalarını almaları gerekiyor. Siz haddeci arıyorsunuz, her işi yaparım diye girmiş hiç bir şey bilmiyor. Bunlar içinde kendini yetiştiren uzmanlaşan bireylere ihtiyacımız var. Bunlar için Endüstri Meslek Okulu mezunları veya meslek yüksek okulları da kesin o işin uzmanı olup, erbabı olup hangi işi yapabiliyorsa, kendilerini o işte en iyi seviyeye getirip kendilerine ve işletmeye faydalı olacağı kanaatindeyim. “
“Demir Fiyatlarını Dünya Borsaları Belirliyor Payas Sanayicisi Değil!!!”
Demirde fiyat artışları ve deprem konularında çok çarpıcı açıklamalarda bulunan Payas Haddeciler ve Sanayiciler Dernek Başkanı Osman Tufan, Türkiye’nin ürettiği demirin miktarıyla dünyada dev demir üreticilerinin ürettiği demirin miktarı arasında uçurum olduğunu ve demir fiyatlarının globalleşen dünyada tek başına kimse tarafından belirlenemediğine dikkat çekerek, bölge sanayicisinin çok kaliteli demir ürettiğini söyledi.
Depremin değil cehaletin öldürdüğü bir dünyada yaşandığına vurgu yapan Tufan, inşaat sürecinde müteahhitlerin kullandıkları eksik malzemelerin her şeyi ortaya koyduğuna bir kez daha dikkat çekti ve ekledi:
“Artık dünya globalleşti, dünya da artık Demir-Çelik üretimi var. Sadece Çin’in ürettiği 560 milyon ton demir. Biz dünyada 9. sıradayız. Bizim ürettiğimiz 30 milyon ton. Biz 30 milyon ton ile dünyadaki demir fiyatlarını nasıl etkileyebiliriz. Ham maddesi, hurdası, cevheri, bütün yan sanayinin tamamı dünyadaki borsalardan oluşuyor. Siz, borsalarda oluşan fiyatla, kendimizin böyle bir gücümüz olsa ucuzlattırırız. O zaman ham maddeyi de ucuzlatmak lazım. Bu konu ile ilgili müteahhit arkadaşlarımız devlete baş vurdu. Rekabet kurulu bununla ilgili incelemeler yaptı. Türkiye’deki Demir-Çelik fiyatları dünyadaki Demir-Çelik fiyatlarıyla uyumlu. Keşke elimizde imkan olsa da demir-çeliği ya çok düşürsek ya da çok yükseltsek. Böyle bir şansınız yok. Globalleşen bir dünya ile rekabet ediyorsunuz. Bir de rekabet ettiğiniz kadar sanayici arkadaşlarımızın Türkiye’de ve dünya da ürettiği demir çeliğin kalitesi çok önemli. Bizim bölgemizde dünya standartlarında Demir-Çelik üretiyoruz. Siz dünya standartlarında ürettiğiniz Demir-Çelik in ilgili TSE’nin yayınladığı bildirgeler çerçevesinde demir üretirseniz demirden hiç korkmayın. Deprem bizi öldürmüyor. Bizi cahillik öldürüyor. Eskiden ‘yumuşak demir olsun kaliteli demir olsun’ anlayışı vardı. Böyle bir zihniyet Türkiye’yi bu günlere getirdi. 90’lı yıllardan sonra özellikle Türkiye’de tüketici bilinçlendi. Depremde yıkılan bütün binalara bakın, hepsi hep eski yapılar ve kerpiç binalar. Siz ilgili demiri ilgili mühendislerin istatistiğinin hesapladığı şekilde yaparsanız onu 10 şiddetindeki deprem dahi yıkamaz. Ama demirden çalarsanız, ucuz diye demirden çalarsanız, betondan çalarsanız, kalitesiz malzeme kullanırsanız işte o zaman bizi deprem öldürür. Bizim sanayicilerimizin tamamında kalite belgeleri var. Biz ürettiğimiz demirin hep arkasındayız”